| O sadece çok sıradan, söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | كان عادل جدا... العاديين ، وهذا هو كل ما أستطيع... |
| Bu konuda tek söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | وهذا هو كل ما يمكن أن يقال بهذا الشأن |
| Bir tek ben varım işte, tek bildiğim bu tek söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | لي وجود هذا كل ما أعرفه هذا كل ما يمكنني قوله |
| Henüz herhangi birini listeden elemedik. Tek söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | لم نستبعد أحداً بعد هذا كل ما يمكنني قوله |
| Hiçbir şey. Kadın benim hastamdı. Tüm söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | ليس لدي تعليقاً و أنها مريضتي هذا كُل ما أقدر أقوله |
| Hiçbir şey. Kadın benim hastamdı. Tüm söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | ليس لدي تعليقاً و أنها مريضتي هذا كُل ما أقدر أقوله |
| Tek söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | وهذا هو كل ما أستطيع أن أقول لك. |
| Tek söyleyebileceğim bu. Cep telefonumu bile aldılar. | Open Subtitles | هذا كل ما يمكنني قوله لقد أخذوا هاتفي لكن |
| Size bütün söyleyebileceğim bu heykelin sıradaki olduğu bu yüzden lütfen güvenli bir yere götürmeme izin verin. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله لك أن تلك المنحوته هي هدفه القادم لذا أرجوك دعني أن أنقلها إلي مكان آمن. |
| Tek söyleyebileceğim, bu olduğunda arkamda bırakacağım kişinin çok güçlü olacağıdır. | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله ، أن عند أنتهاء كل ذلك فإن من سأتركها خلفي ستكون قوية جداً. |
| Bu pasaport iş için. Tüm söyleyebileceğim bu. | Open Subtitles | جواز السفر هذا خاص بالعمل، هذا كلّ ما يمكنني قوله. |
| Tek söyleyebileceğim bu adamın ölmesi gerektiği | Open Subtitles | كل ما يمكنني قوله هو أن ذلك الرجل يجب أن يموت |