Günde 151 milyon insan süpermarkette kasada bekliyor. | TED | 151 مليون شخص يقفون في كل يوم في خط السوبر ماركت |
Bil bakalım geçen gün süpermarkette kiminle karşılaştım? | Open Subtitles | أتعلمين من التقيت في السوبر ماركت ذلك اليوم؟ من؟ |
Sonunda anneme ulaştım. süpermarkette kuyruktaydı. | TED | واخيراً ألتقطت مكالمة لأمي. لقد كانت في طابور المحاسبة في السوبرماركت. |
Hayır. Kadın çok hoş. Onunla süpermarkette karşılaştım. | Open Subtitles | كلا انها لطيفة للغاية ، قابلتها في السوبرماركت |
Belki süpermarkette bir gece vardiyası işi bulurum. | Open Subtitles | أنا لا أعلم . من الممكن ان أحصل على عمل في المساء في سوبر ماركت |
Mesela Coca-Cola'nın Namibya kolunu idare ediyorsanız ve 107 şubeniz varsa, nerede ne kadar teneke ya da şişe Sprite, Fanta ya da kolanın satıldığını, bunların bir büfede mi, bir süpermarkette mi, yoksa bir seyyar satıcıda mı satıldığını bilirsiniz. | TED | لذا إن كنت تعمل مع كوكاكولا في ناميبيا، ولديك 107 دائرة جغرافية، فأنت تعلم أين تم بيع أي قارورة من مشروبات سبرايت، فانتا أو كولا، سواء كانت متجر في الناصية أو سوبرماركت أو عربة متنقلة. |
süpermarkette ağlıyordum çünkü bugün bir bitkim öldü. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ أَبْكي في السوق المركزي لأنني فَقدتُ نبات اليوم. |
20'lerinde ve süpermarkette paranoyakça davranıyormuş. | Open Subtitles | تعرف، انه فى العشرينات و كان يتصرف بذعر فى السوبر ماركت |
Bazen de süpermarkette üzüm yerim ve parasını ödemem. | Open Subtitles | و أحياناً أكل العنب فى السوبر ماركت و لا أدفع حقهم |
Yarın da süpermarkette sattıkları ilaçlı şampuanla saçlarını yıkarsın. | Open Subtitles | يُمكنك فرك شعره بشامبو طبّي يُباع في السوبر ماركت. |
süpermarkette boynunda guatr olan adam gibi. | Open Subtitles | هذا تماماً مثل الرجل في السوبر ماركت الذي يعاني من تضخم الغدة الدرقية في عنقه. |
Hayır, ben Martha'nın süpermarkette tanıştığı manyak adamım. | Open Subtitles | أنا الرجل مجنون أن مارثا التقى في السوبر ماركت. |
süpermarkette hoş olabilir ama evde olmayabilir. | Open Subtitles | ربما تكون لطيفة فى السوبرماركت لكنها غير لطيفة فى البيت |
Kütüphanede ya da süpermarkette kendimi bayan eşlere tanıtmak zorundaydım "Selam, ben burada yeniyim" diyordum. | Open Subtitles | كان على الذهاب إلى الزوجات فى المكتبة أو السوبرماركت و أقول ، مرحباً إننى جديدة هنا |
Örneğin, süpermarkette kasa sırası epey uzunsa falan. | Open Subtitles | مثلما يحدث في السوبرماركت إذا كان الطابور طويلاً جداً |
"On dakika içinde süpermarkette ya şimdi ya Hiç .. " | Open Subtitles | واضاف "في سوبر ماركت في عشر دقائق الآن أو أبدا .. " |
süpermarkette çalışıyorum, yiyecekleri çantalara koyuyorum. | Open Subtitles | أعمل في "سوبر ماركت" أقوم بترصيف السلعّ |
Kız kardeşi Lola. süpermarkette çalışıyor. | Open Subtitles | أخته لولا، شقيقة ليتو تعمل في سوبرماركت |
Hayır, daha süpermarkette çalışmaya başlayalı bir kaç ay oldu ve... | Open Subtitles | لا، أنا ما زلت فقط أعمل في السوق المركزي شهرين |
Aldıklarımı süpermarkette unuttuğumu söyleme sakın. | Open Subtitles | -لاتقل لي بأنني تركت حاجياتي في المتجر مجدداً |
İyi görünüyordu ama bu öğleden sonra süpermarkette bayıldı. | Open Subtitles | بدا على ما يرام، ثم بعد ظهر هذا اليوم، سقط في محل بقالة. |
süpermarkette siparişleri dağıtacağım. | Open Subtitles | رجل توصيل في محل البقالة |
Belki de annesinin 9 yaşındayken onu süpermarkette bıraktığına dair anılardan. | Open Subtitles | ربما يريد تطهير ذاكرته بأمه باصطحابه إلى السوق التجاري وتركه هناك عندما . كان في التاسعة من عمره |