| Tanklarla karşılaşabiliriz. Yalnızca yaşlılar ve çocuklar olduğu sürece sorun yok. | Open Subtitles | حسنا طالما لا يوجد سوي العجائز و الاطفال |
| - Onlar benim arkadaşlarım. Din veya siyaset konuşmadığın sürece sorun yok. | Open Subtitles | بحقّك، إنّهم أصدقائي، طالما لا تناقش الدين والسياسة |
| Bu seninle alakalı bir şey değil Eddie. Kızımla alakalı. Yani senin ve onun hakkında konuşmadığımız sürece sorun yok. | Open Subtitles | الأمر لا يتعلق بك، ولكن بشأنها، لذا طالما لا نتحدث عنكما، |
| Barbie karidesi gördüğü sürece sorun yok. - Selam. - Selam, tatlım. | Open Subtitles | لا يهم طالما انة على باربى مرحباً مرحباً عزيزتى |
| Astlarımızda uygulandığı sürece, sorun yok. | Open Subtitles | طالما أن من قام بها هم من الأتباع فنحن بخير |
| Ona şans verdiğimi anladığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما هي تفهم ذلك فإني سأمنحها فرصة |
| Benden hoşlanmadığında mutabık olduğumuz sürece sorun yok. | Open Subtitles | كما قلت لك هو غير معجب بي |
| Seni kart saymaktan dışarı atmadıkları sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما لا يراك رئيس المراهنات وأنت تغش |
| Sana elektrik süpürgesi getirmediği sürece sorun yok. | Open Subtitles | 'طالما لا يجلب لكي مكنسة كهربائية |
| Babanda olmadığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما لا أب الأحمق الخاص بك لا. |
| Yani.. ...sınırını aşmak istemediğin sürece sorun yok. | Open Subtitles | حسناً، طالما لا تريد الخروج عن الموضوع |
| Chandler benimkini ben de Chandler'ınkini duymadığım sürece sorun yok. | Open Subtitles | أجل، طالما لا أسمع ما كتبه (تشاندلر) أو يسمع هو ما كتبته أنا حسناً |
| Dansı bölmeye çalışmadıkları sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما لا يصرخون و يقاطعوننا |
| Hâlâ annelerle ilgili olduğu sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما لا يزال عن الأمهات. |
| Onları düşünmediğin sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما لا تفكرين بهم. |
| Geri dönmediği sürece sorun yok. Kesinlikle. | Open Subtitles | -إنّها ليست مشكلة طالما لا تعود . |
| Erkek, kadın, genç, yaşlı. Adam dövdükleri sürece sorun yok. | Open Subtitles | رجال، نساء، شباب، عجزة، لا يهم طالما يقاتلون |
| Yani tartışıyor gibi gözüktüğümüz sürece sorun yok. | Open Subtitles | لذا طالما سيبدو أننا نتجادل فنحن بخير |
| Yeni bir bomba olmadığı sürece sorun yok. | Open Subtitles | طالما هي ليس قنبلة أخرى. |
| Benden hoşlanmadığında mutabık olduğumuz sürece sorun yok. | Open Subtitles | كما قلت لك هو غير معجب بي |