| Yedek olmalıyım çünkü sürekli orada değilim. | Open Subtitles | كان علي ان احجزها لإنني لن اكون هناك طوال الوقت |
| Onun değildi fakat sürekli orada takılırdı. | Open Subtitles | . لم يكن كذلك . لكنه كان هناك طوال الوقت |
| Diğer çocukları sürekli orada görüyorum. | Open Subtitles | أرى الأطفال الآخرين يلعبون هناك طوال الوقت |
| sürekli orada olmamalilar. | Open Subtitles | لا ينبغي أن يكونوا هناك طوال الوقت. |
| Ama sürekli orada ve Stan şimdiden bir şeylerden şüphelenmeye başladı bile. | Open Subtitles | ولكنها هناك طوال الوقت |
| Ama sürekli orada. | Open Subtitles | ولكنها هناك طوال الوقت |