| İtalya'dan getirdiğim hediyeyle Jimbo'ya sürpriz yapmak için buradayım. | Open Subtitles | أنا هنا لمفاجئة جيمبو بهدية اشتريتها له من ايطاليا |
| Oğlumuz Taj Mahal'e sürpriz yapmak için geldik. | Open Subtitles | جئنا لمفاجئة إبننا، تاج محل. |
| Bonnie'ye sürpriz yapmak için geldim ama ilk önce duş almalıyım. | Open Subtitles | عدت لمفاجئة (بوني) ولكنني أريد أن أستحم اولاً |
| Yani, Erin'e sürpriz yapmak için erken gelmiştim. | Open Subtitles | أقصد , أتيت مبكرا لأفاجئ ايرين |
| Yani, Erin'e sürpriz yapmak için erken gelmiştim. | Open Subtitles | أتيت مبكرا لأفاجئ ايرين |
| Brezilya'lı model atlet sevgilisine sürpriz yapmak için uçuyor. | Open Subtitles | العارضة البرازيلية تسافر لمفاجأة صديقها الرياضي |
| Sana Sevgililer Günü'nde sürpriz yapmak için çıplak vücuduma sermiş olduğum suşiyi. | Open Subtitles | السوشي الذي أنتشر على جسمي العاري كمفاجأة عيد الحب |
| Alan'a sürpriz yapmak için yatağa girdim, ve... | Open Subtitles | لقد صعدتُ إلى الفراش لأفاجئ (آلان) ثم... |
| Aslında buraya Mili'ye sürpriz yapmak için geldik. | Open Subtitles | في الواقع ، أتينا -هنا لمفاجأة ميلي |
| Sana sürpriz yapmak için söylemedim. | Open Subtitles | تركت ذلك كمفاجأة |
| sürpriz yapmak için Providence'tan eve dönüyordum. | Open Subtitles | كنت عائدة من مدينة (بروفيدانس) كمفاجأة له |