| Sahiplerinin masasındaki artıkları eşelerken işçi sınıfının kendisine sahip çıkıldığını sanmasını ister. | Open Subtitles | إنهم يرغبون بمُعاناة الطبقة العاملة لأجل التنقيب عن فتات الطعام بصناديق القمامة |
| Amerika orta sınıfının zirvesinde. | TED | وهو ينتمي للجزء العلوي من الطبقة الوسطى الأمريكية. |
| sınıfının kontrolünü nasıl kazanacağını sana şu anda söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني ان اخبرك الان كيف تستطيع ان تسيطر على صفك |
| - sınıfının en akıllısı. | Open Subtitles | ويقول أساتذته انه ذكى في فصله. |
| Anons yazıhanesindeki bayan, Edebiyat sınıfının önünde, Koç Teague'in beni görmek istediğini söyledi. | Open Subtitles | السيدة من مكتب الحضور أعلنت لصف الأدب المتقدم أن المدرب تيغ يريد أن يراني |
| O kendini eğitime vermiş, sınıfının birincisi, sporu sevmeyen ve kızlardan hiç bahsetmeyen biri. | Open Subtitles | إنهيكرسكل وقتهللتعليم.. دائماً يتصدر قمة صفه. لا يهتم بشيء عن الرياضه. |
| İlk ve tek sömestr tatilinde MIT'ı bırakmadan önce sınıfının en iyisiymiş. | Open Subtitles | انسحبت من المعهد التقني لكن خلال الفصل الأول و الوحيد احتلت المركز الأول على دفعتها |
| Juana'nın anneannesi ve dedesi İspanya'da doğmuştu, bu da onları Meksika'nın en saygıdeğer sınıfının üyesi yapıyordu. | TED | ولد أجداد جوانا للأم في إسبانيا، مما جعلهم أفرادًا من الطبقة المرموقة المكسيكية. |
| Pleb sınıfının ayak takımı ve köleler arasından kendilerine yandaş topladılar. | Open Subtitles | لقد تطوع في صفوفهم حثالة القوم من الطبقة العامة بالاضافة الى العبيد |
| Eh, sınıfının üstdüzey mezunlarından değil sanırım. | Open Subtitles | حسنا، أعتقد خريجي ليس الجميع في النصف العلوي من الطبقة. |
| - Açıkçası film işçi sınıfı hakkında ama ben işçi sınıfının adına konuşamam. | Open Subtitles | لأكن واضحاً، الفيلم في الواقع عن الطبقة الكادحة |
| İşçi sınıfının sempatisini kazanmaktan daha mı önemli? | Open Subtitles | أكثر أهمية من جرح مشاعر الطبقة العاملة ؟ |
| Sınıfında bir sürü akıllı öğrenci var. sınıfının %30 özel öğrencidir. | Open Subtitles | لديك الكثير من الأذكياء في صفك يجب أن تكون فخوراً |
| sınıfının Claire Meade'in hayatından bir günle ilgilendiğine inanamıyorum. Neden olmasın? | Open Subtitles | بالكاد اصدق ان صفك قد يهتم بيوم من حياة "كلير ميد" |
| Jeremy, Parsons'da sınıfının en iyisiydin, harika bir tasarımcısın. | Open Subtitles | لقد كنت الاول في صفك يا جيرمي, انت مصمم بارع |
| sınıfının iyisi, hatta en iyisi. | Open Subtitles | الأول في فصله , حياته الزوجية متقلبة |
| sınıfının en iyilerinden zaten. | Open Subtitles | إنه الأول على فصله |
| 2005 Tri Pi üye sınıfının sütyen listesi de. | Open Subtitles | والقائمة لا تساعدني أيضـاًَ أحجام حمالة صدر الـ2005 لصف المبتدئات لنادي تراي باي 370 00: 18: |
| Kendini eğitimine adadı, sınıfının birincisi oldu. | Open Subtitles | إنهيكرسكل وقتهللتعليم.. دائماً يتصدر قمة صفه. |
| - Adı, Megan Tillman Colombia tıp fakültesi mezunu, sınıfının en parlak öğrencisi ihtisas döneminin başladığı andan beri bir defa bile işe gelememezlik yapmamış. | Open Subtitles | ميغان تِلمان)، تخرّجت كطبيبة، من)" "جامعة (كولومبيا)، متفوقةٌ على دفعتها لم تُفوت يوماً في العمل" "منذ بدأ عملها كطبيبة مُقيمة |
| sınıfının en iyi %10'luk dilimine girmişsin. | Open Subtitles | احرزت مجموعاً من افضل 10% في صفك |
| Bir haftadır sınıfının kapısında oturuyorum. | Open Subtitles | أنا اجلس خارج قاعة دروسها لمدة اسبوع الان |
| Sesini duyuramayan veya konuşmak için fırsat bulamayan işçi sınıfının, ezilen fakir toplumun yanında görürdü kendini. | Open Subtitles | كان دائما يؤيد . العمل من أجل الناس هذا لم يحمل دائما تأثيراً أو أنه لم يحصل على فرصة للتحدث، . للفئة العاملة ، الفقراء العاملون |
| Loyola'da sınıfının birincisi. | Open Subtitles | الأول على دفعتك في لويولا بدرجة امتياز في الواقع |