| Birlikte okula gittiğiniz kişiler eski adresiniz ya da sıvıları nasıl içeceğinizi. | Open Subtitles | مثل أناس ذهبتم للمدرسة معهم أو عناوين سابقة أو طريقة شرب السوائل |
| İki üniteyi de as. İkisini de açın. sıvıları aynı anda enjekte edin. | Open Subtitles | و أجعلهما على سرعه التقطير القصوى , .و ضع السوائل في نفس الوقت |
| Kadın öğretmen: Çok fazla ölçme yapacağız çünkü bazı sıvıları ölçmemiz gerekecek, ki bunu geçen dönem yapmıştık. | TED | المُدرسة: سنجري العديد من عمليات القياس، لأننا سنعاير بعض السوائل كما فعلنا في الفصل الدراسي السابق. |
| Bilirsiniz, radyoda dediklerine göre enfeksiyon kapmış insanlar hastalığı vücut sıvıları yoluyla yayabilirlermiş. | Open Subtitles | يقولون في الراديو بأن الناس المصابين بالعدوى قد ينشرون المرض عبر سوائل الجسم |
| 9. yüzyıl Arapça yazılar, içindeki alkolü buharlaştırmak için kaynayan fermente sıvıları tarif eder. | TED | وصفت الكتابات العربية العائدة للقرن التاسع غليان سوائل مُخمَرة لتبخير الكحول الموجود ضمنهم. |
| Vücut sıvıları değiştirdik diye söylemiyorsun, değil mi? | Open Subtitles | هل حقاً تعنى ذلك يا جين ؟ لأننا تبادلنا سوائل جسمانية ؟ |
| Bu şeyler arasında vücut sıvıları, seks, fiziksel anormallikler ve ölümden söz edilebilir. | TED | تلك الأشياء مثل السوائل الجسدية والجنس والتشوهات الجسدية والموت. |
| Ve evrenimiz sadece 3 uzamsal boyuttan oluştuğu için, sıvıları taşıyabiliyor. | TED | ولأن هذا الكون له ثلاث أبعاد مكانية فقط، لذلك، يمكنه حمل السوائل. |
| Su, yağ ve alkol gibi dünyanın en bilindik sıvıları kuvvete doğrusal yanıt verir. | TED | السوائل الأكثر شيوعًا في العالم مثل الماء، الزيوت و الكحول تستجيب للقوة خطيًا. |
| Sör Isaac Newton, elma hikayesiyle ünlü kişi, bu ilişkiyi ilk kez ortaya koydu. Dolayısıyla bu sıvılar 'Newton sıvıları' diye adlandırıldı. | TED | السير إسحاق نيوتن، وتفاحة المشهورة، هو أول من طرح هذه العلاقة، بالتالي، هذه السوائل تسمى بالسوائل النيوتينية. |
| Çürüyen cesetler, vücut sıvıları gibi konuları bağırmadan konuştukları sürece, benim için bir sakıncası yok. | Open Subtitles | بخصوص موضوع الأعضاء المتعفنة و السوائل الجسدية فإنه لا يوجد لحمة لدي |
| sıvıları kusmaya ve terlemeye devam ederse, bunun etkisi aynı kolera gibi olacaktır! | Open Subtitles | إذا إستفرغت كل السوائل و إستمرت بالتعرق فسيكون التأثير على حالتها كالكوليرا |
| Vücut sıvıları yoluyla bulaşır, örnek verecek olursak kurbanın kanıyla veya tükürüğüyle temas.. | Open Subtitles | ولكن هذا النوع من الفايروسات ينتقل فقط في السوائل الجسدية ويكون أكثر فاعلية في دم الضحية |
| Bunu kendisi yapıyor, vücut sıvıları patlayıcı hale gelmiş. | Open Subtitles | إنه يسببها لنفسه سوائل جسمة تحولت إلى متفجرات |
| Biri aşırı dozdan ölürse, etrafta vücut sıvıları olur. | Open Subtitles | أين سوائل الجسم الناتجة من الجرعة الزائدة بول .. |
| Dün sizlerden balona koyabileceğimiz diğer sıvıları araştırmanızı istemiştim. | Open Subtitles | يوم أمس طلبت الجميع أن يفكروا بأي سوائل أخرى تملأ بها البالون |
| Vücut sıvıları yere akar ve toprak da onu emer çünkü yer çekiminin yaptığı şey budur. | Open Subtitles | كما يحدث في العملية و تتسرب سوائل الجسم ، إلى الأرض ، يتم تشربها |
| Vücut sıvıları yoluyla bulaşabilir o yüzden sizi de tedavi edeceğiz. | Open Subtitles | يمكن انتقالها خلال سوائل الجسم لذا علينا أن نبدأ بإعطائك العلاج أيضاً |
| Hayır, hayır , hayır! Bayan , bayan ! Tam sıvıları ! | Open Subtitles | لا، لا ، لا سيدتي ، سيدتي نريد سوائل كثيرة |
| sıvıları ve yiyecekleri test et. | Open Subtitles | -قم بفحص الغرفة، وإفحص أيّ سائل أو طعام تجده |
| Mide özsuları ve salgı bezleri sıvıları. | Open Subtitles | عصارات معوية و إفرازات غدّية |