| 6. Yakıt göstergesi parladıktan ve gravitometre döndükten kısa bir süre sonra reaktör sızdırıyor. | TED | 6. بعد وقتٍ قصير من إضاءة مقياس الوقود ودوران مقياس الجاذبية، يحدث تسرب للمفاعل. |
| Biri bilgi sızdırıyor ve tanıklar ölüyor. | Open Subtitles | كان هنالك تسرب في القسم ومات العديد منهم |
| - Havalandırma sızdırıyor. - Şuradakileri sıkın. | Open Subtitles | نظام التبريد يسرب ثبت السدادات بالأسفل هنا |
| İçerden biri sızdırıyor olmalı. Sızdıran ben değilim. | Open Subtitles | إنه من الداخل لابد أنه شخص من الدخل يسرب المعلومات |
| Bu arada yanağımdaki gözyaşı değil. Tavanım su sızdırıyor. | Open Subtitles | و تلك ليست دمعة التي على خدي فهي قطرة من تسريب الماء الذي في السقف |
| Ayrıca DJ masasına bir şey su sızdırıyor. Ortalık göl olmuş. | Open Subtitles | وشئ ما يتسرب من طاولة الدي جي ,هنالك ماء في كل مكان |
| Toksin sızdırıyor. Yırtmadan çıkaramam. | Open Subtitles | إنها تسرّب السمّ لا يمكنني استخراجها دون أن أمزّقها |
| Leo, hazır buradayken, musluk su sızdırıyor. | Open Subtitles | ليو، بما أنك هنا، فنحن نعاني من مشكلة تسرب الماء من الحنفية |
| Görünüşe göre 53 numara piste yağ sızdırıyor. | Open Subtitles | يبدو أن السيارة 53 تسرب الزيت على المضمار |
| Bence tesisatla ilgili bir sorun. Borular sızdırıyor. | Open Subtitles | تبدو مشكلة صرف بالنسبة إليّ في تسرب الٔانابيب |
| Çarpışmadan sonra sadece bir yörünge manevra motoru kaldı ve yakıt sızdırıyor. | Open Subtitles | التصادم ترك لنا محرك واحد صالح وهو يسرب الوقود |
| CTU'nun içinden birileri, dışarıdaki birilerine bilgi sızdırıyor. | Open Subtitles | شخص ما من الوحدة يسرب المعلومات لشخص في الخارج |
| CTU'nun içinden birileri, dışarıdaki birilerine bilgi sızdırıyor. | Open Subtitles | شخص ما بداخل الوحدة يسرب المعلومات لشخص ما بالخارج. |
| Ya birisi bilgi sızdırıyor, ya da katil basınla iletişimde, şekerim. | Open Subtitles | أما أن يكون لدينا تسريب يا حبيبي أو أن القاتل يتحدث للصحافة |
| Buhar kazanı sızdırıyor. Köprüye gitmeyi başaramayabiliriz. | Open Subtitles | هناك تسريب بالمرجل وقد لا نصل إلى الجسر |
| Yakıt pompaları bitti... fan kayışları koptu ve sanki yarın ihtiyacımız olamayacakmış gibi yakıt sızdırıyor. | Open Subtitles | مروحه الموتور غير سليمه والوقود يتسرب من السياره |
| Ayrıca DJ masasına bir şey su sızdırıyor. Ortalık göl olmuş. | Open Subtitles | وشئ ما يتسرب من طاولة الدي جي ,هنالك ماء في كل مكان |
| - Görünüşe göre motor yakıt sızdırıyor, Mason. - O zaman tamir et! | Open Subtitles | يبدو مثل تسرّب للمحرّك, ميسون إذآ أصلحه |
| Yerçekiminin çoğu 4. boyuta sızdırıyor olabilir. | Open Subtitles | من الممكن أن تكون معظم الجاذبية تتسرب إلى بعد رابع |
| Hava borularından biri delinmiş ve sızdırıyor. | Open Subtitles | احدى هذه الانابيب تعطل و سرب هواء . كيف ساجده ؟ |
| Bu ofiste birileri basına bilgi sızdırıyor. | Open Subtitles | شخص ما في هذا المكتب يسرّب معلومات إلى الصحافة |
| Aynı zamanda babanla beraber tekne sızdırıyor mu bakmanı istiyorum. | Open Subtitles | أيضاً أريد والدك أن يفحص القارب من التسربات |
| Çatı sızdırıyor... Ama ortam sıcakcık gibi, değil mi? | Open Subtitles | السقف يُسرّب, و لكنه مريح نوعاً ما , صحيح؟ |
| - Evet, yağ sızdırıyor. | Open Subtitles | نعم، الذي يقطّر النفط - نعم، يقطّر نفطا، لكن الذي أحاول قوله في هذه اللحظة |
| Evet benimki sızdırıyor. | Open Subtitles | أجل، قنينتي بدأت بالتسريب |
| Çatı sızdırıyor. İçeri yağmur giriyor. | Open Subtitles | توجد تسربات في السقف أنها تمطر بغزارة |