| Sizin gibi sadık biri Savunma Bakanlığı'nın çok işine yarayabilir Yüzbaşı. | Open Subtitles | يمكننا الإستفادة من رجل مخلص مثلك في قسم الحرب, أيها النقيب. |
| Kızımla görüşen bir eleman. Çok sadık biri değil gibi. | Open Subtitles | احد الشبان الذي يواعد ابنتي لا يبدو عليه انه مخلص للغاية |
| Sanırım naipliği alacaksam, kraliyet muhafızında olan sadık biri bana yardım edecektir. | Open Subtitles | وافترض , اذا كنت سآخذ الوصايه فسيساعدني وجود شخص مخلص بين حراس الملك |
| Bu çok kötü, çünkü o aslında çok sadık biri. | Open Subtitles | ...و هذا لأمر مخجل لأن لديه رجل مخلص أيضا |
| Benim de bu işe karıştığımı Claire'e söyleyebilirdin ama sadık biri olduğun için söylemedin. | Open Subtitles | كنت قد قال Claire that I was involved, ولكن لم تقم لأنك مخلص, |
| Sen ve Kraliçeye cesur, saygılı, akıllı ve sadık biri lazım. | Open Subtitles | رصين ، ذكى ، نشط و مخلص |
| Bak, Bobby. sadık biri olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | استمع يابوبي أعلم بانك مخلص |
| İmparatorluğa da oldukça sadık biri. | Open Subtitles | و هو مخلص جداً للأمبراطور |
| sadık biri. Evet, baş belası olabilir ancak beni rahatsız etmesini seviyorum. | Open Subtitles | انه مخلص |