| İste cesur bir adam... lhanet yerine sadakati seçen biri... | Open Subtitles | ... ها هو رجل المُهمّات والذي يُفضّل الولاء على الخيانة |
| Şimdilik senden emirlere uymanı ve hem bakana hem de bana hak ettiğimiz sadakati göstermeni bekliyorum. | Open Subtitles | لكن الآن أتوقع منك أن تطيع الأوامر وتظهر الولاء لكلا من الوزير ولى |
| Bir yıl önce olsa, garip bir arkadaşlık sadakati yüzünden yaptın diyebilirdim. | Open Subtitles | منذ سنة مضت لصدقت ...أنك جعلته يُطرد من باب الولاء إليّ كصديق... |
| Nasıl bu nankör Domuz-Tavşan'dan bir hayran sadakati bekleyebilirim? | Open Subtitles | كيف يمكنني رعاية تصميم ولاء ذلك المعجب .. الارنب الخنزير ؟ |
| Sanırım ben de sadakati bir erdem olarak görenlerden biriyim. | Open Subtitles | اعتقد انني احد الأشخاص الذين يؤمنون بأن الإخلاص ثروةٌ للنفس |
| Ve son olarak, oğlum Daniel sadakati sınır tanımıyor. | Open Subtitles | وأخيرا, ابني دانييل الذي ولائه يتعدى الحدود |
| Çocuklarla iyi anlaşıyorlar. Onlara sadakati, sorumluluğu öğretiyorlar. | Open Subtitles | أنّهم رائعين مع الأطفال، سوف أعلمهم الأمانة و الوفاء و المسؤولية. |
| Ne kadar kötü olsam da sana sadakati öğretirim. | Open Subtitles | ,و بكل ما بى من عيوب أستطيع أن أعلمك شيء عن الولاء |
| Şansızlık eseri sarsılmaz aile sadakati yıkıldı, | Open Subtitles | في تلك الحالة. إن ّ الولاء العائلي الدائم يفشل، |
| Nw sadakati, ne de haber taşıyacak kadar, sorumluluk duygusu varmış. | Open Subtitles | بأنه يظهر قليل من الولاء وحس المسؤولية لتوصيل حوار |
| Sen böyle bir sadakati, böyle bir bağlılığı anlayamazsın. | Open Subtitles | أنت لَنْ تَفْهمَ ذلك النوعِ مِنْ الإلتزامِ ذلك النوع من الولاء |
| c:#0080FFimparatorlugun, tüm dünyada baris hedefine;... c:#0080FF... hepimiz bu vatansever sadakati korudugumuz sürece,... c:#0080FF... ne Amerikalilardan ne de ingilizlerden korkariz". | Open Subtitles | ما دمنا نحافظ على هذا الولاء البطولى لهدف امبراطورى لنشر السلام فى جميع العالم فلن نخشى الامريكيين ولا البريطانيين |
| Ve güven ve sadakati de seviyorum... | Open Subtitles | وأحبأيضاً.. الولاء والاخلاص وكل تلك الترهات ، حتى في هذه اللحظة وماذا عن هذا ؟ |
| Emin olun arkadaşımın dürüstlüğü ve sadakati sizi tamamen ikna edecek, efendim. | Open Subtitles | بوسعي أن أُؤكد لك ، يا سيدي بأنّك ستكون مقتنعا تماماً من إخْلاص و ولاء صديقي |
| Katılmıyorum. Bu insanların garip sadakati vardır. | Open Subtitles | بل كان متوقعا هذه النوعية من الناس لديها ولاء غريب |
| İzniniz olursa İmparator Cleander'ın sadakati hakkında konuşabilecek bir tanığım var. | Open Subtitles | إذا سمحت لي جلالة الامبراطور لدي شخص ما أظن أنه يستطيع التحدث بشأن ولاء كلياندر |
| Damat Cha ile yaşadıkların kaderin olsa bile biraz sadakati varsa, acılarını azaltması lazım gelir. | Open Subtitles | على الرغم من أن مصيرك مع صهري تشا قد إنتهى .. لو كان لديهِ بعض الإخلاص لكان قد إعترف بمعاناتكِ لأجله |
| - Alman Geordie ve Hanoverların aksine sadakati bizeydi. | Open Subtitles | وعلى عكس الجوردي الألمان وأسرة هانوفر كان ولائه لنا |
| Şahsi ahlaki değerlerin yanına sadakati de mi ekledin? | Open Subtitles | هل نضيف الوفاء لأصدقائك إلى مبادئك الأخلاقية الشخصية؟ |
| Burada sadakati sorgulayacak biri varsa o da benim. | Open Subtitles | إذا كان على أحد أن يشكك بالولاء هنا فهو أنا |
| Kendi ırkına karşı ne onuru ne de sadakati vardır. | Open Subtitles | لا شرف, لا وفاء لأتباعه من البشر |
| Hükümet, alelacele doğruluğa sadakati kuşkulu olan suçlular kiralamıştır. | Open Subtitles | مزرعة عاملة حيث الأمريكان المستقيمين يكسبون عيشهم الحكومة ، في إستعجالها .. إستأجرتجيشالمجرمين. |
| Bayanlar ve baylar, uzun kariyeri boyunca gösterdiği sonsuz sadakati uğruna, görevinin üstünde ve ötesinde, iki defa onurlu ve kahramanca hareketler, gösterdiği için, | Open Subtitles | سيداتي وسادتي تكريماً لحياته المهنية الطويلة من الاخلاص والافعال البطولية |
| Başka bir anne olsa, bu sadakati görüp kalbi parçalanırdı. | Open Subtitles | أيُّ أم ستكون مقسومة إلى نصفين من هذا التفاني |
| Bir yolcunun sadakati adına yürüdüğü en uzun yol! | Open Subtitles | أطول طريق قد يقطعه الرحّالة ذاك الذي باسم إخلاصه! |
| Bunu, sadakatlerini ödüllendirmek için yaptığı söylense de aslında imparatorun o sadakati bir nevi satın aldığı da söylenebilirdi. | Open Subtitles | و كان يعلن أن ما يفعله هو شكرهم على ولائهم و بالطبع ما كان يفعل على مستوى ما هو شراء ولائهم مقدما |
| Harika sicili sadakati, sağlam karakteri kendini Palm City'ye adamışlığı onu teşkilatımız için mükemmel bir lider yapıyor | Open Subtitles | رجل له سجل حافل ولاؤه شخصيته المتميزة والمقنعة وخدمته لمدينة بالم |
| Kraliçe'nin davranışlarını soruştururken Kardinal'in bizzat Kraliçe'nin sadakati hakkında şüphe barındırdığını fark ettim. | Open Subtitles | من خلال تحقيقاتي في سلوك الملكة, إكتشفتُ أنَّ الكاردينال نفسه كانت لديه شكوك بخصوص ولائها. |
| Bilgeliği ve sadakati her zaman hatırlanacak. | Open Subtitles | حكمته وولاؤه سيذكران للأبد |