| Tycho kendi bilim geleneğini başlattı. Sadece bilgi ve teorilerden değil, verilerden de oluşan bir bilim. | Open Subtitles | تايكو صاحب السبق من حيث أن العلم ليس فقط معلومات أو نظريات ولكن بيانات |
| Hayatımıza çeşitlilik eklemek zorundayız Sadece bilgi değil ilişki çeşitliliği da. | TED | يجب أن ندخل التنوع في حياتنا... ليس فقط معلومات بل علاقاتٍ متنوعة. |
| Heyecanlanma, Sadece bilgi alışverişi yapıyoruz. | Open Subtitles | الآن دون أبوس]؛ ر الحصول على متحمس جدا. نحن فقط معلومات التداول هنا. |
| Bu Sadece bilgi almak için yaptığımız gayri resmi bir görüşme. | Open Subtitles | -هذه مقابلة شكلية، بمعنى أنها لجمع المعلومات فحسب .. |
| Gerçek ve sanal dünya arasındaki fark Sadece bilgi miktarıdır. | Open Subtitles | بأن الإختلاف بين العالم الحقيقي والعالم الإفتراضي ... يكمن في كمية المعلومات فحسب |
| Sadece bilgi veriyordum. Kabul edelim. | Open Subtitles | فقلتَ "من المستبعد أن يكون ذي صلة" كنتُ أعطيكَ معلومات فحسب |
| Güvenlik firmaları Sadece bilgi paylaşımı yapmaz aynı zamanda binary örnekleri de verirler. | Open Subtitles | شركات الأمن لا تتبادل المعلومات فقط ولكن أيضاً تتبادل شفرة الفيروس |
| Sattığım şeyin Sadece bilgi olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | لقد أدركت أنني لا أبيع فقط معلومات. |
| - Sadece bilgi istiyorsun sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتك تريد فقط معلومات |
| - Sadece bilgi istiyorsun sanmıştım. | Open Subtitles | ظننتك تريد فقط معلومات |
| - Sadece bilgi istiyoruz. | Open Subtitles | نريد بعض المعلومات فحسب |
| Sarah'ın görevi, Sadece bilgi toplamaktı. | Open Subtitles | مهمة (سارة) كانت جمع المعلومات فحسب |
| Sadece bilgi vermedi. | Open Subtitles | بل حجب معلومات فحسب. |
| Bunun nedenlerinden bir tanesi, interneti yöneten veri analizlerinin bize Sadece bilgi aktarıyor olması değil, istediğimizden fazla bilgi aktarıyor olması. | TED | أحد الأسباب لذلك هو أن تحليلات المعلومات التي يتمُ استنباطها من الإنترنت لا نحصلُ خلالها على المزيد من المعلومات فقط ولكن على معلومات أكثر مما نريد. |