Ah, iyi. Anneniz sadece güzel değil, aynı zamanda zeki de. | Open Subtitles | إن والدتك ليست جميلة فقط ولكنها ماهرة أيضاً |
Clara-san sadece güzel değil... Aynı zamanda çok da iyi. | Open Subtitles | حسنا, كلارا ليست جميلة فقط,إنها لطيفة أيضا, أليس كذلك؟ |
sadece güzel değil, çok da düşüncelisiniz. | Open Subtitles | أنت لست جميلة فقط ، بل مُراعية أيضا |
Ve sıkı bir dostlukta, dostuna sadece güzel şeyleri anlatırsın. | Open Subtitles | و في الصداقة الجيدة، نخبر بعضنا البعض بالاشياء الجيدة فقط |
sadece güzel şeyleri çalış hatırlamaya. | Open Subtitles | قبل أن تصبح فقط تذكر الاشياء الجيدة التى فعلتها من أجلك الاشياء الجيدة فقط |
Dur biraz, sadece güzel kızlara mı bedava veriyorsun? | Open Subtitles | مهلاً! أنت تفعل ذلك مع الفتيات الجميلات فقط |
Resif sadece güzel bir gezinti yeri değildir, senin en güçlü silahın olabilir. | Open Subtitles | الشعب المرجانية ليست فقط مكان جميل ، بل يمكن أن يكون سلاحك الأفضل. |
Henüz küçük bir çocukken bir gün büyük bir yıldız olacağımdan emindim ya da sadece güzel olacaktım... | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة اعتقدت بكل ثقة أنني ذات يوم سأكون نجمة عظيمة جدا أو لربما حسناء فقط |
Sen tanışmış olduğum en inanılmaz kadınsın, sadece güzel de değilsin, aynı zamanda tatlı narin ve incesin ve tabii ki hırslı ve mükemmel. | Open Subtitles | أنتِ أفضل وأروع امرأة قابلتها في حياتي وأنتِ لستِ جميلة فحسب ولكنكِ لطيفة طيبة وحنونة |
Çünkü Lydia Martin sadece güzel değil. İnanılmaz akıllı. | Open Subtitles | لأن "ليديا مارتن" ليست جميلة فقط ليست مجرد ذكية بشكل لايصدق |
Bayan sadece güzel değil, aynı zamanda akıllı da. | Open Subtitles | سيدة ليست جميلة فقط , بل ذكية |
sadece güzel. | Open Subtitles | إنها جميلة فقط. |
Kathy, bak, Ben sadece güzel değilim. | Open Subtitles | انظري، أنا لستُ جميلة فقط. |
Ya da sadece güzel görünüp çenesini kapaması gereken Venüs her konuda fikir sahibi olmaya başlarsa ne olur biliyor musun? | Open Subtitles | أو (فينوس) و التي يجب أن تبدو جميلة فقط و تبقي فمها مغلقًا ..وتبدأ بأن يكون لهها رأي في كل شيء أتعلم ما يحدث لها؟ |
- sadece güzel de değilsin. | Open Subtitles | لست جميلة فقط |
Birbirimize sadece güzel şeyleri anlatırdık. | Open Subtitles | ..كنا نخبر بعضنا البعض بالأشياء الجيدة فقط.. |
sadece güzel şeyler hakkında konuşmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد التحدث عن الأشياء الجيدة فقط. |
sadece güzel şeyler. | Open Subtitles | الأشياء الجيدة فقط |
Hayır, sadece güzel olanlar. | Open Subtitles | لا ، الجميلات فقط |
sadece güzel olanlardan. | Open Subtitles | الجميلات فقط إلكا)، نحن أسفون) |
- Ve sadece güzel olanlar değil Victor. | Open Subtitles | وليس الجميلات فقط (فكتور) |
Matematiği işe kattığınızda, sadece estetik sebeplerle ya da sadece güzel birşey üretmek için, çözdüğünüz problemler, dönüp dolaşır ve gerçek hayatta bir uygulamaya sahip oldukları ortaya çıkar. | TED | نستخدم الرياضيات لحل المشكلات التي لها قيمة جمالية فقط أو لصنع شيء جميل بدوره يتحول إلى تطبيق في عالم الواقع |
Çünkü senin için sadece güzel bir yüzden ibaret olmadığımı düşünesin diye gelmedim. | Open Subtitles | ربما لأني أردتك أن تنظر إلي أكثر من مجرد وجه جميل |
Ya da sadece güzel olacaktım. | Open Subtitles | أو لربما حسناء فقط |
sadece güzel olması değil. | Open Subtitles | لم تكن جميلة فحسب |