| Babam bir krom kaplama fabrikası sahibiydi ve ağır çelik parçaları kimyasal tankları arasında taşımaları gerekiyordu, | TED | لقد كان يمتلك شركة تصفيحات كروم، وكانوا مضطرّين لنقل أجزاء الصّلب الثقيلة بين خزانات للمواد الكيميائية، |
| Üç restoranı, iki gece kulübü ve bir çamaşırhane zinciri vardı, ancak hepsinden de önemlisi Güney California'daki ilk erkek berberinin sahibiydi. | Open Subtitles | كان يمتلك مطعمين وملهيين ليليين وعدة مغاسل ولكن الاهم كان يمتلك افضل صالون حلاقة للرجال فى جنوبى كاليفورنيا |
| Bekçinin büyükbabası kasabanın ve gölün sahibiydi | Open Subtitles | جد المأمور كان يمتلك البحيرة ونصف المدينة |
| Evet, Sol asıl sahibiydi. Ben burayı ondan satın aldım. | Open Subtitles | أجل * سول * هو المالك الأصلى أستعرت المكان منه |
| Olson, bu hafta içinde iki polis memurunun ölü bulunduğu ve bu öfkeye yol açan mekânın sahibiydi. | Open Subtitles | اولسن هو المالك لهذا المكان حيث وجد فردين من الشرطة ميتين سابقا فى هذا الاسبوع وهذا شديد |
| Binadaki bir dairenin sahibiydi. Ama orada oturmuyordu. | Open Subtitles | إنّه يمتلك شقة بالمبنى حقاً، لكنّه لا يسكن هُنا. |
| Ronald Palau, silahın sahibiydi ama oğlu ona söylemeden silahı satmıştı. | Open Subtitles | رونالد بالو يمتلك مسدس لكن اتضح أن ابنه باعها دون أن يخبره |
| Oturduğum evin de sahibiydi. | Open Subtitles | وكان يمتلك العمارة التي سكنت بها |
| CROC toplantı salonu sahibiydi. | Open Subtitles | و هو الذى يمتلك صالة إجتماعات ت م م ش |
| Ama Marks, Times Meydanı'ndaki bütün berbat binaların sahibiydi. | Open Subtitles | ولكن "ماركس" يمتلك اسوء المباني في التايم سكوير |
| Charles Westmoreland 65 model bir Chevy Nova'nın sahibiydi. | Open Subtitles | (كان (تشارلز ويستمورنلد) يمتلك سيارة طراز 1965 ل(شيفي نوفا |
| Charles Westmoreland '65 chevy nova sahibiydi. | Open Subtitles | كان (تشارلز ويستمورنلد) يمتلك سيارة طراز 1965 ل(شيفي نوفا) |
| Dondurma dükkanının sahibiydi. | Open Subtitles | إنه يمتلك محل آيس كريم |
| Duncan tepesi atmış mülk sahibiydi, derse katılmıyordu. | Open Subtitles | لذلك كان دنكان المالك متبول، لا الطبقة الحضور. |
| Yapan da parmak izlerinin asıl sahibiydi. | Open Subtitles | لقد إقترفها المالك الأصلي للبصمات |
| Birkaç yıl öncesine kadar Pro Nettoyage'ın sahibiydi. | Open Subtitles | لقد كان المالك لـ "برو نيتوياج" حتى قبل سنوات قليلة |
| Biraz önce gelen ev sahibiydi. | Open Subtitles | المالك قد أتى للتو |
| Yani, oranın sahibiydi. Üzgünüm ama kafam karıştı. | Open Subtitles | إنه المالك آسف، أنا مشوش |
| Yani Devery'yi öldüren ev sahibiydi. | Open Subtitles | لذا المالك قتل ديفيري |
| Bu saati aldığında, o zamanlar, 1914 yılında, St. Paul Pioneer gazetesinin sahibiydi. | Open Subtitles | كان مالك "سانت بول" للصحافة عام 1941 ..عندما كانت الساعة ملكه, وبعدها أعطاها |
| Bay Decourt iyi tanınan bir garaj sahibiydi. | Open Subtitles | السيد "بول ديكور" كان صاحب مرآب سيارات شهير. |