| Karanlık, dünyada dikiliyor sahiller boyu Antony, | Open Subtitles | والأغتسال في ظلام الشواطئ اللدنة في العالم أنتوني |
| Çam ağaçları, mangrovlar, çaylar, açık alanlar. sahiller bile öyle. | Open Subtitles | غابات الخيزران و أشجار المنغروف و حتى الشواطئ |
| Ancak bu kalabalık sahiller doğal yaşamın sağlığı için önemini hala korumaktadır. | Open Subtitles | ومع ذلك تظل هذه الشواطئ مزدحمه بشكل كبير من المهم للثروه من الحيوانات البرية |
| Harika sahiller, sevimli hayvanlar, doğanın güzelliği, kültürel törenler ve benzeri şeyler. | TED | نرى شواطئ جميلة، وحيوانات رائعة، وطبيعة خلابة، وطقوساً ثقافية وأشياء أخرى. |
| Kıraç ve rüzgârlı sahiller, kıraç ve rüzgârlı dağlar, kıraç ve rüzgârlı- | Open Subtitles | شواطئ قاحلة ومجتاحة بالرياح، جبال قاحلة ومجتاحة بالرياح |
| Eğer çocuklarımız ölürse bizler su altında olduğumuz sürece bu kasabadaki sahiller ve rıhtımlar sizin kanınızla boyanacak. | Open Subtitles | لو ماتو الأطفال طالما نحن تحت المياه شواطيء وأحواض هذه المدينة |
| Dünyanın hiçbir yerinde pembe kumlu sahiller bulamazsın. | Open Subtitles | لا مكان آخر بالعالم يمكنك فيه رؤية الشواطىء برمال وردية. |
| Herhangi bir yere, sıcak bir yere, ve denize, ve gerçekten güzel sahiller olan yerlere olabilir. | Open Subtitles | أيمكان,طالماهومشمس , وهناك الماء. وهناك الشواطئ الرائعة. |
| Lütfen. Zaten sahiller yürümek için var. | Open Subtitles | أرجوك , المقصود من الشواطئ أن يمشى عليها. |
| - Uçuş sadece iki saat. - Peki ya sahiller? | Open Subtitles | الرحلة لن تستغرق الا ساعتان - أعتقدت اننا سنذهب الى الشواطئ - |
| Güneşli hava, okyanus, sahiller... | Open Subtitles | ... طقس رائع ، منظر المحيط ، أفضل الشواطئ |
| Güneşli hava, okyanus, sahiller... | Open Subtitles | ... طقس رائع ، منظر المحيط ، أفضل الشواطئ |
| Bir sürücü bana diyordu ki Fransa sahiline gitmek için bir araba kiralamak istiyor ve araba sahibi de arabasını veriyor ve diyor ki; "Biliyor musun, uçurumların olduğu yer burası ve bütün sahiller burada ve bu en güzel sahil, ve bu da en iyi balık restoranının olduğu yer." | TED | سائق كان يخبرني أنه ذهب لتأجير سيارة ليذهب نحو سواحل فرنسا والمالك أعطاها لهم, وقال: "أتعرف ماذا, هنا يوجد المنحدر, وهنا جميع الشواطئ, وهذا هو شاطئي المفضل, وهنا حيث يوجد أفضل مطعم أسماك ". |
| İnsanlar çok iyi... sıcak sahiller... her şey, biliyor musun? | Open Subtitles | اشخاص لطيفة... شواطئ دافئة... كل شئ، اتدرين... |
| Kuzey Pasifik'teki Round Adası gibi ıssız sahiller ararlar. | Open Subtitles | يسعون لإيجاد شواطئ معزولة كجزر (رواند) في شمال المحيط الهادئ |
| sahiller var, şaraphaneler var. | Open Subtitles | هناك شواطئ و حانات |
| Pekala, hangisini istersin, Kumlu sahiller mi yoksa kayalıklı dağlar mı? | Open Subtitles | مرحباً، حسناً، أيّهما تفضّل، شواطئ (ساندي) أم جبال (روكي)؟ |
| Sadece sahiller yok orada. | Open Subtitles | حسناً, ليس فقط شواطئ هناك لديهم... |
| Brooklyn'de de sahiller var. | Open Subtitles | لديهم شواطئ في بروكلين |
| Görebileceğin en güzel sahiller oradadır. | Open Subtitles | بها أجمل شواطيء قد ترينها يوماً... |
| sahiller de öyle... En sığ yerlerine kadar dikenli tellerle kaplıydı. | Open Subtitles | الشواطىء أيضاً تم تفخيخها بزرع العوائق تحت مستوى المنسوب الأدنى لسطح الماء |
| Duvarlar, ağaçlar, sokaklar, katedraller, yüzler ve sahiller... | Open Subtitles | الجدران , الاشجار , الشوارع , الكاثيدراليات الوجوه والشواطئ |