| Bir anlık sakinlik ve sonra bütün vücut dili değişiyor. | Open Subtitles | هناك لحظة من الهدوء ومن ثم تتغير لغة جسده بالكامل |
| Şu an birçok şeyim fakat, sakinlik onlardan biri değil. | Open Subtitles | أشعر بالعديد من الاشياء الان ولكن الهدوء ليس واحداً منهمْ |
| Ama eninde sonunda Los Angeles'tan ayrılıp Idaho'ya taşındık. Orada bol bol sessizlik ve sakinlik vardı. | TED | و بالنهاية, قررنا أن ننتقل من مدينة لوس أنجلوس إلى آيداهو و نعمنا ببعض الهدوء و السكينة هناك |
| Savaştan önceki sakinlik dayanılmazdır. Öylesine sessiz ve korku dolu ki | Open Subtitles | السكون قبل المعركة لا يحتمل تماما مثل هذا الفراغ |
| sakinlik ve cesaret örneği teşkil etmekle sorumlusunuz. | Open Subtitles | ستكون مسؤوليّتكُنّ أن تكُنّ مثالاً يُحتذى به في الشجاعة و الهدوء. |
| sakinlik insanlık için iyi olabilir ama iş için kötüdür. | Open Subtitles | الهدوء ممكن أن يكون جيداً للبشرية ولكن سيء للعمل |
| İki gün sonra Grace işe döndü ama o sakinlik kaldı. Hatta daha da arttı. | Open Subtitles | بعد أن أستراحة غرايس ليومان لقد عادت للعمل مرة أخرى،و لكن الهدوء مازال مستمراً. |
| Aşkla sakinlik bir araya gelemez, neden içindekileri ortaya çıkarmıyorsun? | Open Subtitles | لا يمكن الجمع بين الحب و الهدوء, فلما لا تخرج ما في قلبك ؟ |
| Orada oturup, ürkütücü bir sakinlik içinde, bebeğiyle oynuyordu. | Open Subtitles | و هي تلعب بعروستها بهذا النوع من الهدوء الغريب |
| Saldırıdan, ilerlemekten, bombardımandan, kargaşadan önce sonsuz bir sakinlik anı vardır. | Open Subtitles | قبل الهجوم و التقدم و القصف و الفوضى لحظة من الهدوء المطلق |
| Böylece, bu sorunlu şehre sakinlik gelmişti. | Open Subtitles | الهدوء عاد تدريجياً للمدينة المضطربة |
| sakinlik çalıyor Yalnızlık gülümsüyor. | Open Subtitles | الهدوء بدأ يدندن والوحدة بدأت تبتسم |
| sakinlik çalıyor. Yalnızlık gülümsüyor. | Open Subtitles | الهدوء بدأ يدندن والوحدة بدأت تبتسم |
| Gordo bir sakinlik ustası. | Open Subtitles | يسوع، غوردو هو سيد زين من الهدوء. |
| sakinlik gitti. sakinlik mümkün değil. | Open Subtitles | الهدوء اختفى الهدوء مستحيل الآن |
| Hayatımda yeni bir sakinlik seviyesine eriştim. | Open Subtitles | لقد وصلت لمستوى جديد من الهدوء في حياتي |
| sakinlik, huzur... Çok güzel. | Open Subtitles | الهدوء ، السلام الأمر جميل حقاً |
| Savaştan önceki sakinlik dayanılmazdır. Öylesine sessiz ve korku dolu ki | Open Subtitles | السكون قبل المعركة لا يحتمل تماما مثل هذا الفراغ |
| sakinlik ve nefes kontrolü başarının anahtarıdır. | Open Subtitles | السكون والسيطرة على النفس هي مفاتيح النجاح |
| Böyle olduğunu gördüm. Gözlerine bir sakinlik çöker. | Open Subtitles | أرى هذا يحدث يخيم السكون على أعينهم |
| Şimdi sakinlik. | Open Subtitles | السَكينة الآن، |