| Saklayacak bir şeyin yoksa avukata da gerek yok. | Open Subtitles | ان لم يكن لديك ما تخفيه فأنت لست بحاجة لمحام |
| Evine gelip dünyaya Saklayacak bir şeyin olmadığını göstermen gerekiyor. | Open Subtitles | يجب أن تأتي البيت وتظهر للعالم أنه لا يوجد لديك ما تخفيه. |
| Sonuçta kötü biri değilsen, yanlış bir şey yapmıyorsan, Saklayacak bir şeyin olmasa gerek." | TED | في نهاية المطاف، لست شخصاً سيئاً، إن لم تكن تخطىء في فعل شيء، يجب أن لا يكون لديك ما تخفيه." |
| Saklayacak bir şeyin olmadığını kendin söyledin. | Open Subtitles | لقد قلت للتو أنّه ليس لديك ما تُخفيه. |
| Eğer bayan yalan söylüyorsa Saklayacak bir şeyin yok demektir. | Open Subtitles | ! إذا كانت مخطئة ، فليس لديك ما تُخفيه. |
| Yani, eğer Saklayacak bir şeyin varsa, ne kadar önemsiz olursa olsun, her zaman bırakabilirsin. | Open Subtitles | لذا أذا كان لديك شيء ما لتخفيه مهما كان ضئيل يمكنك دائماً قوله |
| - Özellikle de Saklayacak bir şeyin varsa. | Open Subtitles | خاصةً عندما يكون لديك شيء ما لتخفيه |
| Saklayacak bir şeyin yoktu zaten değil mi? | Open Subtitles | ليس لديك ما تخفيه , أليس كذلك ؟ |
| Saklayacak bir şeyin olmayabilir. | Open Subtitles | ربما ليس لديك ما تخفيه. |
| Zaten Saklayacak bir şeyin de yok. | Open Subtitles | -ليس لديك ما تخفيه بأي حال |