| Eğer bu halde görürse, kafasını sallar ve, bu da benim hayatta ki seçimlerimden mutlu olamadığı anlamına gelir. | Open Subtitles | إن رأتها على هذه الحالة ستهز رأسها الأمر الذى يعنى أنها ليست سعيدة بحياتى |
| Hep parmağını sallar ve haftasonumuzu rezil eder. | Open Subtitles | يمكنها أن تهز أصبعها عموما لتخرب أجازة نهاية الأسبوع |
| Kameraya el sallar mısın? | Open Subtitles | للمرة الثانية هل يمكنك التلويح للكاميرا؟ |
| Senin piramidin tepesinde bayrağı sallar işte muhteşem bir final. | Open Subtitles | فى قمة هرمك ، يلوح علما لنهاية مجيدة |
| Sadece durur öyle ve şehirdeki en seksi kız havasında boynun sallar. | Open Subtitles | تهزّ عنق رحمها وكأنها باكورة الحي |
| Vücudunu sallar ve tuzağını hazırlar. | Open Subtitles | تمايلات جسمها توقعك في الفخ |
| Dilerse bizim gibi bayrak sallar, ortalığı ateşe verir. | Open Subtitles | ربما يمكننها أن تلوح بعلم أو تشعل شيئًا كبقيتنا |
| sallar hazır. | Open Subtitles | الطوافات جاهزة |
| Eve hırsız girse, anca onu yalayıp kuyruk sallar. | Open Subtitles | إن دخل لصاً ما للمنزل، ستقوم بلعقه وهز ذيلها |
| # Burada sevgilimle birlikteyim # # Ellerini sallar, dans edersin # | Open Subtitles | ♪ أنا هنا مع صديقتي ♪ ♪ هز يديك وإستلقِ ♪ |
| Bu hanımlardan biri senin için sallar. | Open Subtitles | ستهز واحدة من هذه الفتيات مؤخرتها لأجلكِ |
| Burada, kadın kalçasını sallar diye yazıyor. | Open Subtitles | هنا ما المكتوب ! مكتوب البطلة ستهز خصرها |
| Benim Hintli güzelim... Kendi ritmiyle, o sizin dünyanızı sallar. | Open Subtitles | المتعة معها, ستهز عالمك |
| Kimileri uzuvlarını hareket ettirir, kimileri kanat çırpar, kimileri de kuyruk sallar. | Open Subtitles | حالة أخرى، إنّها تخفق بجناح، في حالة أخرى، إنها تهز بِذيل. |
| "Sert rüzgarlar mayıs'ın sevimli tomurcukların sallar, " | Open Subtitles | رياح عاصفة تهز براعيم شهر مايو |
| Anne, o uçağa binerken sadece başkanlar el sallar. | Open Subtitles | كلا، يا أمي فقط الرئيس يمكنه التلويح عندما يدخل إلي سلاح الجو |
| Göğüs yüzgecini el sallar gibi oynatarak havuzun çevresinde dolaşmasını istiyor. | Open Subtitles | طلبت مِنهُ أن يقوم بحركة التلويح الدائري الصدري.. حيث طلبت مِنهُ فى الأساس أن يذهب بشكلِاً كامل حول الحوض.. ويقوم بالتلويح بزُعنفتُه الصدرية. |
| Her zaman geçitte el sallar. | Open Subtitles | إنه دائماً يلوح لنا عند البوابة |
| - Çubuğunu sallar. | Open Subtitles | -وأخذ يلوح بعصاه |
| "Sert rüzgarlar Mayıs tomurcuklarını sallar | Open Subtitles | "الرياح القاسية تهزّ البراعم الساحرة" |
| Vücudunu sallar ve tuzağını hazırlar. | Open Subtitles | تمايلات جسمها توقعك في الفخ |
| O şeyi hep öyle sallar mısın? | Open Subtitles | هل تذهب دائمًا و تلوح بهذا الشيء ؟ |
| sallar gitmiş! | Open Subtitles | الطوافات ذهبت! |
| Böyle bir olay yaşandığında, eğer ona göz ucuyla bakar ya da bakışlarını yakalarsanız kaşlarını yukarı kaldırır ve güler gibi başını sallar. | Open Subtitles | ... فأذا تلاقت عيناكما صدفة فى موقف كهذا ستجده وقد رفع حاجبه لأعلى ... وهز رأسه بطريقة أشبه بالأبتسامة |
| "Ağacı sallar mısın?" diye bana sordular. | Open Subtitles | ثم طلبوا مني هز الشجرة |