| Kim, kocaman, salyalar saçan ve top tutabilen dev bir yaratığı istemez ki? | Open Subtitles | ، أيّنا لا يرغب بوحش ضخم كثير اللعاب و بإمكانه التقاط الكرة في النهاية ؟ |
| O salyalar için erkekler avuçla para döküyor. | Open Subtitles | الرجال يدفعون الكثير من المال من أجل هذا اللعاب |
| - Bak. Mesela ben yoldan çıkacağımı hissettiğimde ağzımın arka tarafından salyalar gelmeye başlıyor. | Open Subtitles | لمّا أبدأ بالشعور أن جموحي ستنفلت أبدأ بإفراز اللعاب في مؤخرة فمي. |
| Aşağı baktım, ağzının köşelerinden salyalar damlıyordu. | Open Subtitles | أنا أنظر إلى أسفل، سال لعابه والقرف الخروج جانب من فمها. |
| Ağzından salyalar aktı. | Open Subtitles | حيث بدأ يسيل لعابه |
| X-Y kromozomlu, ağzından salyalar akan, azgın bir... ortalama erkek üyesi üzerinde... yarattığın etkinin farkında mısın? | Open Subtitles | الذي تمتلكينه على معدل الثديات، كروموزمات... إكس-واي لمواطني مانشيستر، ذكور... الأنواع ذوي اللعاب السائل من الشهوة؟ |
| Ağzından salyalar çıkıyor. | Open Subtitles | الفيروس ينتقل بواسطة اللعاب |
| Gözler kapalı, salyalar akıyor. | Open Subtitles | العينان مغلقتان و اللعاب يسيل |
| salyalar içinde mi? | Open Subtitles | في بركة من اللعاب ؟ |
| Hala hasta bir adam olup, yatalak olup, birçok kişinin bulunduğu bir odada televizyon izlemeye çalışarak, kolostomi torbası bağlı bir halde salyalar akıtarak öleceğimi düşünüyorum. | Open Subtitles | إنني لا أنفك أتخيل نفسي رجلاً مسناً يجلس متهالكاً... في ردهة فندق يشاهد قناة تليفزيونية شيوعية... يسيل اللعاب على ذقني، وكيس للبراز معلق في بطني! |
| Diğeri Boca'da, ağzından salyalar akıtıyor. | Open Subtitles | واحد، لعابه يسيل على صلصة التفاح في (بوكا) |