| ...sanığın kadının ölümünden kısa süre önce onunla cinsel birleşme yoluna gittiğinden eminim. | Open Subtitles | وفى رايى هذا دليل واضح ان الفقيده كانت فى اتصال حميم مع المتهم |
| tanık sanığın arkasında durduğunu düşünse de onun trendeki hareketlerini göremezdi. | Open Subtitles | إنهم يتأكدون أن المتهم والمشاهدين لا يمكنهم رؤيتها هكذا بهذه الألواح؟ |
| Ve eğer bu savcı onlara sanığın tükürüğünü bir tabakta sunmazsa masumdur! | Open Subtitles | وإن لم يقدّم لهم المدّعي العام بصاق المتهم على طبق غير مذنب |
| Ele alınan konu sanığın bütün suçlamaları kabul etmek istemesi savcılığın istisnai durum tespitine dayanarak idam cezası talebidir. | Open Subtitles | المسألة المطروحة هي فرض العقوبه عملاً بقرار المدعى عليه للإعتراف بالذنب في جميع التهم الموجه إليه في لائحة الإتهامات |
| Başsavcılık'ın emriyle sanığın kıyafetlerini tekrar inceledik. | Open Subtitles | نزولاً عند طلب مكتب المدّعي العام قمنا بإعادة إختبار ملابس المتّهم |
| sanığın yatırımcılarımızdan sağladığı 30 milyonun yanında kazancın büyük bir kısmı karşılıksız kalıyor. | Open Subtitles | من بين الـ30 مليار التي سرقتها المتهمة من المستثمرين، معظم المبلغ لايزال مفقودًا |
| Ama sanığın çocuğu öldürdüğüne inanmıyorsunuz? | Open Subtitles | لكنك لا تظن بأن المدعي عليه قتل الفتى؟ لا. |
| Şef Robinson, John Waldron'un tüm sorgulaması boyunca vardınız ve sanığın itiraf etmesi için hiçbir zorlama yapılmadığını belirttiniz. | Open Subtitles | سيد روبينسن، كنت حاضرا لكامل التحقيق مع جون والدرون وانت تقرر انه لا شيء تم القيام به لانتزاع اعتراف من المتهم |
| Ofisim bu mermiyle son derece yakından ilgilendi ve polis departmanının izniyle mermi ve sanığın silahıyla denemeler yaptık. | Open Subtitles | مكتبي كان بغاية الاهتمام بهذه الرصاصة وبإذن من هيئة الشرطة قمنا بإدارة الفحوصات للرصاصة ولمسدس المتهم |
| Doğruların tek karar mercii sizlersiniz ve size verdiğim yetkilere dayanarak yegâne göreviniz sanığın suçunu ya da masumiyetini belirlemektir. | Open Subtitles | أنت القضاة الحصريون للحقائق وبموجب التعليمات التي أعطيتها اليكم أنه واجبكم وواجبكم وحدكم لتحديد الذنب او براءه المتهم |
| Göreviniz, sunulan tüm kanıtları dikkatle incelemek... ..ve sanığın suçunun sabit olup olmadığını belirlemek. | Open Subtitles | أن تفحصوا بدقة كل الادلة التى تم تقديمها وتقرروا أذا ما كانت التهمة ضد المتهم تم أثباتها |
| Unutmayın, bu cinayet suçlamasıyla ilgisi hariç... ..sanığın Madam Grandfort'la ilişkisi hakkındaki görüşleriniz esasında... ..sanığı yargılamanız söz konusu olamaz. | Open Subtitles | تذكروا أيضا أنكم لن تجعلوا الوضع شاق على المتهم بسبب أى وجهة نظر لديكم بخصوص علاقته بمدام جرانفورت |
| sanığın kutsal emir altında bir papaz olması... ..kararınızı herhangi bir şekilde etkilememeli. | Open Subtitles | حقيقة كون المتهم قسيس لن يؤثر على حكمكم بطريقة أو بأخرى |
| Eğer aklınızın bir köşesinde mantıklı şüphe varsa, en ufak bir şüphe o zaman sanığın suçsuz olduğuna dair karar vermelisiniz. | Open Subtitles | إن كان لديكم شك معقول في كون المتهم مذنباً شك مُبرر - عندها يجب أن تقدموا قراراً بأن المتهم غير مذنب |
| Sanığı suçlu bulmanız halinde, yargıçlar sanığın affına asla karar veremezler. | Open Subtitles | في حال وجدتم أن أن المتهم مذنب فإن المجلس لن يقبل أي التماس بالرحمة. |
| Her kim sanığın ölmesini istiyorsan onu tam olarak nerede bulacağını biliyormuş. | Open Subtitles | من الواضح أن من أراد قتل المدعى عليه علم تماماً أين يجده |
| Sayın Yargıç, benim kanaatim sanığın suçsuz olduğu yönünde ve bu yüzden itirazda bulunmak istiyorum. | Open Subtitles | اذا تكرمت فضيلتكم، إن اعتقادي ان المدعى عليه بريء |
| Aslında, bu bir ön duruşma araştırması davacının kanıt sunduğu zaman sanığın davaya cevap vermesi anıdır. | Open Subtitles | عامه انه تحقيق اولى حيث يقدم المدعى العام النصيحه حيث يمكن للمشتبه به اتباعها |
| sanığın kişisel bilgileri 5 yıI boyunca halka ifşa edilecek. | Open Subtitles | بخصوص بيانات المتّهم سيتم الإعلان عنها لمدّة 5 سنوات |
| sanığın önceki suçundan dolayı hostes olduğundan dolayı kaçma riskinin çok yüksek olduğundan kefaletin 25 bin dolar olmasını istiyoruz. | Open Subtitles | – ..بناء على سوابق المتهمة ..و القوانين المشددة لمهنة الطيران |
| Savcılık makamı, sanığın bu parayı siyasi partileri yasadışı yollardan finanse etmek jüri kararlarının lehine çıkmasını temin etmek üzere yargıçlara rüşvet vermek ve vergi kaçırmak amacıyla kullandığını iddia ediyor. | Open Subtitles | الادعاء يقول أن المتهم قد استخدمها في التمويل غير الشرعي لأحزاب سياسية و لرشوة القضاة من أجل حماية بعض المتهمين |
| Ayrıca olay yerindeki kan ile sanığın gömleğindeki kan aynıydı. | Open Subtitles | وكانت العيّنة متوافقة مع العيّنة المأخوذة من قميص المدّعى عليه |
| Sandık sanığın mıydı? | Open Subtitles | هل انت قادر على أن تحدد أذا ما كان هذا الدرج يعود للمتهم ؟ |
| Ama Mark Fuhrman'ın ırkçı olması ve tanık sandalyesinde yalan söylemesi sanığın açık bir şekilde suçlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor. | Open Subtitles | نعم لكن، الحقيقة بشأن أن (مارك فورمان) عنصري وأنهُ كذب وهو على منصّة الشهود هذا لايعني بأنه لايثبت على المتّهم كونهُ مُذنب بناء على منطق معقول. |