| sanırım o zaman sana şans dilemek zorunda kalacağım, ihtiyacın olacak, biliyorsun. | Open Subtitles | أفترض أننى سأتمنى لك الحظ.. ستحتاج له ، أنت تعلم. |
| Tatlı tatlı kurlara başlayacaksan... sana şans diliyorum. | Open Subtitles | لوجئتكذلكالشخصالمُغازل.. أتمنى لك الحظ .. |
| sana şans getirir. | Open Subtitles | تعمل مثل السحر . - ماذا يفعلون ؟ - أنها تجلب لك الحظ. |
| Söyledim ya, sana yine güvenebilmeye ihtiyacım var. İşte sana şans. | Open Subtitles | لقد أخبرتك أننى بحاجة لاستعادة الثقة بك من جديد و هذه هى فرصتك |
| Aktif rol mü oynamak istiyorsun, işte sana şans. | Open Subtitles | ،تريد الدخول في المهمات الصعبة هذه هي فرصتك |
| Şu Alman hakkındaki dedikoduyu duydum ve sana şans dilemek istedim. | Open Subtitles | لقد سمعت إشاعات ألمانيه أتمنى لك التوفيق |
| O halde tek yapabileceğim sana şans dilemek. | Open Subtitles | لدي دائما حسنا، إذن كل ما يمكنني القيام به هو أتمنى لك حظا سعيدا |
| Geri dönüşündeki ilk davanda sana şans dilemek istedim. | Open Subtitles | أتمنى لك حظاً موفقاً في عودة قضيتك الأولى فحسب |
| Hala sana şans getiriyor mu merak ediyorum? | Open Subtitles | أود أن أعرف إن كانت تجلب لك الحظ ؟ |
| Eğer bu sana şans getiriyorsa... | Open Subtitles | إذا كان من المفترض أن يجلب ذلك لك الحظ |
| Bunun sana şans getirebileceğine inanıyorum. | Open Subtitles | ولكنني فكرت بأن هذه قد تجلب لك الحظ |
| - Toplantıda sana şans dilemek için aradım. | Open Subtitles | -إتصلتُ بك لأتمنّى لك الحظ في المؤتمر |
| - Ben hallederim, evlat. - sana şans getiriyorum. | Open Subtitles | انا سأعالجه انا اجلب لك الحظ |
| sana şans getirecek. | Open Subtitles | ما يجلب لك الحظ |
| Bu sana şans getirecek. | Open Subtitles | هذا سيجلب لك الحظ. |
| Ödeşme istiyorsan işte sana şans. | Open Subtitles | اذا اردت ان ترد لهم الصّاع فهذه هي فرصتك |
| Bu insanlar seni tek bir övgün için ölüp bitiyor. İşte sana şans.. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يمضون جُل حياتهم في التهليل لك، لذا هاهي فرصتك |
| Bu insanlar seni tek bir övgün için ölüp bitiyor. İşte sana şans.. | Open Subtitles | هؤلاء الناس يمضون جُل حياتهم في التهليل لك، لذا هاهي فرصتك |
| Bugün için sana şans diledi mi bari? | Open Subtitles | هل تذكّر أن يتمنى لك التوفيق اليوم على الأقل؟ |
| Yarın için sana şans dilememi istedi. | Open Subtitles | أخبرني أن أتمنى لك حظا طيبا غدًا. |
| sana şans dilememi bekleme. | Open Subtitles | لا تنتظر مني أن أتمنى لك حظاً موفقاً |
| Zaten hükümlüsün. İnsanlar sana şans tanımakta istekli olmayacaklar. | Open Subtitles | حسنا، أنت جانحة بالفعل وسيترّدد الناس في منحك فرصة |
| Beni mutlu etmen için gerçekten sana şans bırakmadığımı biliyorum. | Open Subtitles | أعرف أننى لم أعطك الفرصة كى تجعلنى سعيدة |