"sanatını" - ترجمة من تركي إلى عربي

• فن
• فنون
• الفنون
• فنك
• فنّ
• فنه
• فناً
• فنها
• فنًا

Vatandaşlık Bilgisi derken, basitçe kendi kendini yöneten bir toplulukta, toplum odaklı, problem çözücü bir katılımcı olma sanatını kastediyorum.
ما أعنيه بالتربية المدنية، ببساطة هي فن كون المرء مواليا اجتماعيا، مشاركا في إيجاد الحلول في مجتمع يحكم ذاته بذاته.

Yaşamın değerini ve iç barışı uygulama sanatını öğrenmeye çalışıyorum.
وأحاول أن أتعلم كيف أقدَر الحياة وأمارس فن السلام الداخلي

Shoukichi, henüz değişim sanatını tam öğrenememiş olan rakunların moralini düzeltmek istedi.
لا, شوكيجي اراد ان يرفع معنويات الراكون الذين لم يتقنوا فن التحول

Yalancılığı farketmenin bilimi ile görme, dinleme sanatını birleştirdiğinizde, bir yalana işbrliği yapmaktan kendinizi kurtarırsınız.
عندما تتمازج علوم كشف الخداع مع فنون المظهر، الاستماع، ستستثني نفسك من المشاركة في الكذب.

Hudson'da sadece sanatını yaptığını düşünebilirdik.
كنا مازلنا نتظاهر انها في هودسون تقوم ببعض الفنون

Birinin gelip senin sanatını alıp onunla böyle şeyler yapması seni nasıl hissettiriyor?
كيف تشعر حين ترى شخص هكذا يأتي فيما بعد ويأخذ فنك ويحقق به الكثير؟

Evet, ona vampir açlığını alkol ile bastırma sanatını öğretiyorum.
أجل، أعلّمه فنّ قمع شره مصّاص الدماء بواسطة الكحول الإيثيليّ.

İşe iyi tarafından bakarsak, cama çizim yapma sanatını geliştirdin.
حسنا , على الجانب المشرق فلقد قمت باختراع فن النوافذ

Sen burada oturup hiçbir şey yapmama sanatını icra edebilirsin.
يمكنك أن تجلس هنا وتُتقن فن عدم القيام بأى شئ

Siyaset sanatını öğrenmen gerek canım. Aleyhine konuşanları öldürerek destek kazanırsın.
إنّك بحاجة لتعلّم فن السياسات يا حبّ، ستنالين الدعم بقتل معارضيكِ.

Kendine öpüşme sanatını öğrettiğin zamanın tam üstünde yer alıyor.
سوف تصفف هنا بالوقت الذي تعلم به نفسك فن التقبيل

Sizleri, ağır çekimde çoklu görev sanatını kavramaya teşvik etmek istiyorum.
‫لذا أود أن أحثكم‬ ‫على تبني فن تعدد المهام البطيء،‬

Onun gibi, güreşle ilgili her şeyi severdim: gösteri sanatını, atletik yetileri, işin tiyatrosunu.
ومثل أبي، أحببت كل ما يتعلق بها: فن الاستعراض، والمهارات الرياضية، والدراما.

Öyleki, görünüşe bakılırsa fotoğraf kusursuzlaştığında, etrafta gezip şunları söyleyen insanlar oldu, işte bu kadar: artık resim sanatını mahvettiniz.
لذا , عندما أتقن التصوير الضوئي, كان هناك من يتجه للقول, هذا هو : لقد أفسدتم فن الرسم.

Capoeira adı verilen savaş sanatını yarattılar.
و هي اساس الكابوييرا احدى فنون الدفاع عن النفس

Meşru müdafaa sanatını ne zamandır öğretiyorsunuz?
حسناً، منذ متى وأنت تُدرس فنون الدفاع عن النفس؟

Dostum, kurnazlık sanatını öğrenmelisin.
أنت يا صديقي، عليك أن تتعلم الفنون الجميلة من الدقة

Görüyor musun fahişe yaşamak için nasıl sanatını kullanıyor.
انظر كيف يستخدم الكلبة لها الفنون الى الاخير.

Senin sanatını anlayamıyorum Kevin. Ama bu sana karşı hiç adil olmuyor Criss.
"أنا لا أفهم فنك يا "كيفين "لكن ذلك ليس عادلا لك يا "كريس

Ve daha da zahmetlisi bu hava dünyasında pusuya düşürme sanatını öğrenmek zorunda.
و الأكثر تطلّباً أنه عليها تعلّم فنّ نصب الكمين في هذا العالم الجوّي

Tanrılar efendime ustalık sanatını öğrettiler.
اٍن الآلهة بأنفسهم قد أوعزوا اٍلى أستاذى فى فنه

Eğer para kazanmak istiyorsan sanatını özel insanlara yapacaksın, ortak adamlara değil,oğlum.
إذا كنت أن تحصل على نقود اصنع فناً من أجل أشخاص خاصين لا من أجل الرجل العادي يا ولدي

Aşkın sanatını etkilemesine yada sömürmesine izin veren birine asla güvenmem.
أنا لا أحب قطه قد تدع حبها يؤثر على فنها