| Gettysburg söylevini Lincoln'ün yaşadığı yer sanmıştı. | Open Subtitles | لقد ظن ان عنوان عائله جيتيسبوج مكان اقامه لينكون |
| Babamın cüzdanı bu! Doktorun muayenehanesinde çaldıklarını sanmıştı. | Open Subtitles | هذه محفظة أبي، ظن أنهم سرقوها في مكتب الطبيب |
| Giyotin fabrikasına yapılan yolculuğun eğlence için olduğunu sanmıştı ama onu vurmam için ideal bir yerdi. | Open Subtitles | ظن أن الرحلة لمصنع المقاصل كانت للمتعة فحسب لكنه كان المكان المثالي لقتله |
| Karım, bodrumdan gelen bir ses duyduğunu sanmıştı. | Open Subtitles | ظنّت زوجتي أنّها سمعت شيئاً قادماً من الطابق السفلي. |
| Bir keresinde kuzenim meme kanseri olduğunu sanmıştı. | Open Subtitles | قريبتي ظنّت أنها مصابة بسرطان الثدي ذات مرة. |
| Dr. Barmal çare bulduğunu sanmıştı. Bu yüzden kendisinin üstünde denedi. | Open Subtitles | الدكتوره بارمال ظنت بأنها وجدت علاج لهاذ السبب أختبرته على نفسها |
| - Yalan söylüyorsun. Bak, herkes onu iyi biri sanmıştı ben de dahil. Bana silah doğrultana dek. | Open Subtitles | إسمعي، الجميع ظنّ أنّه رجل رائع، وأنا من بينهم، حتى سحب مسدّساً. |
| İlk resim yapmaya başladığında herkes onun deli olduğunu sanmıştı. | Open Subtitles | حينما بدأ يرسم لأول مرة، ظن الجميع أنه مجنون |
| Bir kere bebek bir uzaylı gördüğünü sanmıştı, ama meğersem bir sincapmış. | Open Subtitles | لقد ظن أنه رأى فضائيا صغيرا ذات مرة، لكن تبين أنه مجرد سنجاب |
| Geçen sefer Koşan Adam'ını serbest bıraktığında insanlar sana bir inme indiğini sanmıştı. | Open Subtitles | آخر مرة أمسكت به ظن الناس أنك تجري مصادرة |
| Evet, herkes körkütük sarhoş olduğumu sanmıştı. | Open Subtitles | والذي تم تأكيده من قبل طبيبين منفصلين نعم والجميع ظن انني كنت ثملة |
| Seni asistanı sanmıştı. | Open Subtitles | لم يقم بترقيتك,ياعزيزتي. لقد ظن أنك مساعدته. |
| Belki Morten onun bu yüzden geldiğini, bilim-kurgu tutkunu olduğunu sanmıştı. | Open Subtitles | ربما مورتين ظن بأن هو ذلك السبب لذهابه هناك, بأنه شخص مهتم بالخيال العلمي |
| Herkes yedi eyaleti yıkıp geçeceğini sanmıştı. | Open Subtitles | ظن الجميع أنه سيمحو 7 ولايات لكنه بالنهاية اتجه جنوباً |
| Beni müdürün ofisine çağırdıklarında herkes gibi beni kovacaklarını sanmıştı. | Open Subtitles | عندما طلب إحضاري لمكتب المفوض ظن أنه سيرفدني مثلما فعل مع الجميع |
| Bundan kurtulacağını sanmıştı herhâlde. | Open Subtitles | يبدو أنه قد ظن أنه قد أفلت بفعلته |
| Park görevlisi Hawaii'ye gideceğimizi sanmıştı. | Open Subtitles | موظف الموقف ظن أننا ذاهبون إلى هاواي |
| Sanırım birisi beni gruptan birisi sanmıştı. | Open Subtitles | أعتقد أن شخص ما ظن أنني كنت مع الفرقة |
| Öldüğümü sanmıştı. Yaşadığımı söylemeye çalışıyordum. | Open Subtitles | هي ظنّت بأنّي كنتُ ميّته، كنتُ أحاول إخبارها بأنّي حيّه |
| Annen beni terk edip seni de alıp gidebileceğini sanmıştı sanki ben oyuncakmışım gibi! | Open Subtitles | "ظنّت أمّكِ أنّ بإستطاعتها هجراني وأخذكِ معها" -كأنني أبلهٌ نوعاً ما" " |
| Annen beni terk edip seni de alıp gidebileceğini sanmıştı sanki ben oyuncakmışım gibi! | Open Subtitles | "ظنّت أمّكِ أنّ بإستطاعتها هجراني وأخذكِ معها" |
| Çünkü arkadaşı en sevdiği terlikleri aldığını sanmıştı. | Open Subtitles | لأن صديقتها ظنت بأنها كانت ستأخذ زوج الخفين المفضلين لها |
| - Beyin sarsıntısı geçirdiğini sanmıştı. | Open Subtitles | - لقد ظنّ أنّه يعاني من ارتجاج . |