| Böylece kadın eve gitti, yatağındaki yastığı aldı, çekmeceden bir bıçak, yangın merdiveninden çatıya tırmandı, ve yastığa bıçağı sapladı. | Open Subtitles | فعادت المرأة إلى المنزل أخذت وسادة وسكين، وصعدت إلى السطح وطعنت الوسادة |
| Mesela deli kızın teki bara girip kırık bardağı boğazına sapladı. | Open Subtitles | حسناً... فتاة مجنوبة دخلت الى حانة وطعنت رقبتها |
| Çevredeki tek silahtı. Eline geçirdi ve sapladı. | Open Subtitles | لقد كان السلاح الوحيد بالجوار لذا التقط الحقنة وطعنها في ظهرها |
| Üzerine atladı, kıracağı sapladı ve kanepeye soktu. | Open Subtitles | قفز عليها ، وطعنها ومن ثمّ حشرها في الأريكة |
| Hayır, ona saldırdım. Sonra bana kazığı sapladı. | Open Subtitles | كلاّ أنا أتيت فى إثره ، و غرس الوتد فى صدري. |
| Tam evin kapısına vardığımda, üstüme atlayıp bıçak gibi dişlerini sapladı. | Open Subtitles | ثم, قبل أن أصل الى باب منزلى الأمامى... قفز ثم غرس أسنانه داخلى |
| Aslına bakarsan, gerçekten de sapladı. | Open Subtitles | في الحقيقة طعنتني في العين بشوكة |
| Onu gördün mü? Sanki ayı saldırmışta onu bıçaklar gibi sapladı iğneyi. | Open Subtitles | -لقد طعنتني وكأنّها تبعد هجوم دب . |
| - Buraya döndüğü gece Longthorn hançerini eline sapladı ve Roger bağırmadı bile. | Open Subtitles | -ليلة عودته غرس لونجثورن خنجره مباشرة خلال يدّه وهو لم يصرخ حتى |
| Artie, adam senin göğsüne bir kılıç sapladı. | Open Subtitles | آرتي), لقد غرس سيفاً في صدرك) |
| Bana çatal sapladı. | Open Subtitles | طعنتني بشوكة. |