| Kanaatimce cinayete saplantısı öylesine güçlü ki, söz verdiği şekilde davranmak zorunda. | Open Subtitles | برأيي أن هوس القاتل قوي جداً لدرجة أنه سيحقق ما وعد به | 
| Özellikle Uyanmış Varlıkları avlarken anormal bir saplantısı var. | Open Subtitles | عندها هوس شاذّ خصوصا عندما تصطاد الكائنات المستيقظة | 
| Ama Vance'nin saplantısı, Samuel'i yaşatan şey oldu. | Open Subtitles | لقد عاش هوس " فانس " أكثر من " صامويل " على أية حال | 
| Hep bu saçma sapan aşk saplantısı! | Open Subtitles | دائما هذا الهوس السخيف بالحب كانت هناك مشكلة واحدة فقط .. | 
| Ölüm saplantısı, şeytani araç gereçler, adam kaçırma, cinsel taciz yamyamlık ve ceset yakma. | Open Subtitles | الهوس مع الموت، أدوات الشيطان، الإختطاف، الأعتداء الجنسي، أكل لحوم البشر وأحراق الموتى. | 
| Evet ama bir şehir efsanesinin, bir diğeri hakkında saplantısı oluşmadan belirtmeliyim ki siz burada Wayne Endüstrisi Enerji Sunumuna evsahipliği yapacaksınız bu gece! | Open Subtitles | أجل، لكن قبل أن تتحول أسطورة محلية مهووسة بأسطورة أخرى دعني أذكرك أنك الراعي لحفل معرض الطاقة الذي تستضيفه هنا، الليلة | 
| saplantısı vardı. Üç Latince isim. | Open Subtitles | كانت هاجس لديها ثلاثة أسماء لاتينية | 
| Amerika'nın şöhret saplantısı üzerine kafa yoruyoruz. | Open Subtitles | استغل هوس امريكا بالشهرة لماذا لانكتفي؟ | 
| Katilimizin dürtüleri ve saplantısı olduğuna inanıyorum. | Open Subtitles | اعترف بأن قاتلنا تصرف عن دافع و هوس | 
| Karşınızda konuklarımızın bir sonraki saplantısı! | Open Subtitles | أنفسهم. أقدّم لكم هوس ضيوفنا القادم: | 
| "Hikayeler, "Eisenhower ve, " "Mizah, "Japon saplantısı".... (Dwight D. Eisenhower : ABD nin 34. başkanı) | Open Subtitles | "نوادر"، "آيزنهاور"، "مرح"، "هوس اليابانيين بـ..." | 
| Delikanlının bana karşı saçma bir saplantısı var. | Open Subtitles | الفتى لديه هوس سخيف بي | 
| Manasız şekilde herkese doğru söyleme saplantısı. | Open Subtitles | مشوَّشة... هوس غير طبيعي بقول الحقيقة | 
| Üç, Ben'in kazanma saplantısı var ve onu hiçbir şey durduramaz. | Open Subtitles | ثالثاً, لأن الربح هو هوس عند (بين) وسينتهي بلا طائل | 
| Ama silahlara karşı olan bu saplantısı... | Open Subtitles | ولكن هذا الهوس بالاسلحة الذي يبدو لديه | 
| Hasta saplantısı yüzünden... cinayet işlemeye eğilimli olabilir. | Open Subtitles | ...قد يعاني المريض من الهوس مع ميول قوية لأرتكاب جرائم هل هذا التفسير يرضيك؟ | 
| Vurduğum malın sayısını tutmayı neden saplantısı haline getirdin baba? | Open Subtitles | ابي ما هذا الهوس بمضاجعة الفتيات؟ | 
| Hatırası olan şeyleri saklamak gibi bir saplantısı vardı. | Open Subtitles | كانت مهووسة تماما بحفظ أصغر القطع من الذكريات للحظات من الأوقات | 
| Evet ama bir şehir efsanesinin, bir diğeri hakkında saplantısı oluşmadan belirtmeliyim ki siz burada Wayne Endüstrisi Enerji Sunumuna evsahipliği yapacaksınız bu gece! | Open Subtitles | أجل ، لكن قبل أن تتحول أسطورة محلية مهووسة بأسطورة أخرى دعني أذكرك أنك الراعي لحفل معرض الطاقةالذي تستضيفه هنا الليلة .. | 
| Tanıştığımızda kırmızı saplantısı vardı. | Open Subtitles | كانت مهووسة بالأحمر حينما تقابلنا | 
| Bok, bir aile saplantısı olmuştu. | Open Subtitles | وقد أصبح شيت هاجس الأسرة. | 
| Bu sizin ve aileniz ile birlikte saplantısı açıklıyor. | Open Subtitles | من شأنه أن يفسّر هاجسه تجاهك أنت وعائلتك. |