Evet, sıkmıyor da. Kesinlikle aldı. Hatta adam bizim için sardı bile. | Open Subtitles | ,أجل, بلا أية أكاذيب,لقد أتم ذلك بمعنى الكلمة حتى أن الرجل لف واحدة لنا |
Sonra etrafına birkaç bakır kablo sardı, tabii beklenildiği gibi onu prize taktı. | Open Subtitles | لذا لف أسلاك نحاسية حوله. وبالتأكيد أوصل السلك ورميته صعقًا لآخر الردهة. |
İyi görünüşlü bir adam içeri girdi ve kollarıyla seni sardı, seni kendine çevirdi ve öptü. | Open Subtitles | رجل وسيم اتى ووضع يديه حولك, ادارك امامه و بدأ بتقبيلك |
Her yanımı memnuniyet sardı. | Open Subtitles | ♪ غسلني ونظفني ♪ ♪ ووضع الشامبو على جسمي ♪ |
Yani Japonlar etrafımızı sardı. | Open Subtitles | نحن محاصرون من قبل اليبانيين إذاً |
Şu an düşmanlar etrafımızı sardı. | Open Subtitles | حسنا.. حاليا نحن محاصرون من قبل الاعداء |
-Bu iş iyice boka sardı. | Open Subtitles | هذا كل شيء هو مثل كلوستيرفوك سخيف. لا، لا، لا. |
İşler sarpa sardı, Andy. | Open Subtitles | (لقد فشل الأمر يا (آندي |
Bir evsiz sokakta yürümeye başladı ve çocuklar etrafını sardı. | Open Subtitles | رجل مشرد بدأ بالمشي عبر الشارع و الأولاد أحاطوا به |
Yani katil Barnes'ı araba koruyucusuna mı sardı? | Open Subtitles | إذن القاتل لف (بارنز) بغطاء سيارة ؟ |
- Evet, onu keke sardı. | Open Subtitles | - أجل ، لف الكعكة بها |
Ben, babam kollarını belime doğru uzattı ve sıkıca sardı. | Open Subtitles | وأبي... ووضع ذراعيه حول الخصري وضمني بشده |
Ama Pavel beni içeri taşıdı ve ayağımı sardı. | Open Subtitles | لكن (بافال) هنا، حملني إلى الداخل ووضع ضمادة عليها |
Pavel beni içeri taşıyıp yaramı sardı. | Open Subtitles | لكن (بافال) هنا، حملني إلى الداخل ووضع ضمادة عليها |
Uzaylı gemileri etrafımızı sardı. | Open Subtitles | نحن محاصرون بسفن الفضائيين |
Etrafımızı sardı! | Open Subtitles | نحن محاصرون |
-Bu iş boka sardı. | Open Subtitles | انها مجرد مثل كلوستيرفوك. |
İşler sarpa sardı, Andy. | Open Subtitles | (لقد فشل الأمر يا (آندي |
Doludizgin atlılar sardı Titinius'u, o atını sürüyor hâlâ dört nala. | Open Subtitles | لقد أحاطوا بـ(تيتينيوس) من كل الجوانب وخيولهم تتجه نحوه لكنه يحفز فرسه للهرب |