| Savaşı kaybedince birçok kadın satılığa çıktı. | Open Subtitles | عندما خسرت الحرب الكثير من النساء عرضن للبيع |
| En iyisi kolyenizi satılığa çıkartayım, lâkin gerçek bedelinden çok aşağıya gidecektir. | Open Subtitles | كل ما أستطيع فعله هو عرضها للبيع ولكن بسعر أقل بكثير من سعرها الحقيقي |
| Yani evi satılığa çıkarmadınız, onlar almak istedi, öyle mi? | Open Subtitles | لم تعرضي المنزل للبيع وأرادوا شراءه فحسب؟ |
| Bu evi satılığa çıkardım ve şirketi de devrettim. | Open Subtitles | وضعت هذا البيت للبيع و بعت الشركة .. أيضا |
| Ve bir yer buldum. Huzureviymiş ama yaşlı kalmamış, satılığa çıkarmışlar. | Open Subtitles | كان دار عجزة، ولم يعد هناك عجزة، وهم سيبيعونه. |
| Buranın satılığa çıktığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم اكن ان الملكية كانت معروضة للبيع لا تتعبي نفسك سيدتي |
| Ama bu çatı katını neden birinin satılığa çıkardığını açıklamıyor. Özel bir şey mi bakıyorsunuz bayım yoksa sadece bakıyor musunuz? | Open Subtitles | و هذا لا يفسر لم يضع شخص ما عليتنا للبيع تبحث عن شيء مميز سيدي أم فقط تلقي نظرة؟ |
| Hatta satılığa çıkardı. Bu işler böyle yürür sonuçta. | Open Subtitles | أعني من أنها ستعرض للبيع هكذا تسير الأمور |
| Tekneyi satılığa çıkarıp ev aramaya başladım. Profesör olacaktım ve bu işi yapacaktım. | Open Subtitles | عرضتُ القارب للبيع وطفقتُ أبحث عن بيتٍ، كنتُ سأغدو مُدرّساً وأدرّس. |
| Maalesef ki plaja sıfır tüm mülkler satılığa çıktığı an alınmış. | Open Subtitles | للأسف كل العقارات المطلة على الشاطئ تُباع فور عرضها للبيع |
| Onu son gördüğümde annesinin evini satılığa çıkarıyordu. | Open Subtitles | آخر مرة رأيتها, كانت تضع منزل والدتها للبيع |
| Olayların gidişatını düşünüce sanıyorum ki evimi satılığa çıkarmayacaksın. | Open Subtitles | أخذًا في الاعتبار انقلاب الأحداث أفترض أنك لن تعرض منزلي للبيع |
| Stajyerim bu işi halleder halletmez evimi satılığa çıkaracağım. | Open Subtitles | حسناً , حال ما تنتهي المتدربة , من هذا العمل وحدها . سأقوم بعرض بيتي للبيع |
| Emlakçıyı arayıp daireyi kimin satılığa çıkardığını sordum. | Open Subtitles | اتصلت بالوكالة كي أسألهم من عرض شقتنا للبيع |
| O bildiğimizden beri burada yaşıyordu sonra bir gün ev satılığa çıktı ve görüldüğü gibi kimse tutmadı ve siz taşındınız işte. | Open Subtitles | عاش فقط في هذا البيت، ثم تعلمين، يوما ما أصبح البيت للبيع ثم ، لم يكن يبدو على ما هو عليه |
| - Evinizi satılığa çıkardığınızı görüyorum ve ayrıca marinada da satmaya çalıştığınız bir tekne var. | Open Subtitles | حسنا أنا أرى أنك عرضت منزلك للبيع, وأيضا قارب في المرسى تحاولين بيعه. |
| Evi bu ay satılığa çıkarmalıyız. | Open Subtitles | علينا أن نضع المنزل على قائمة للبيع في هذا الشهر. |
| Villayı satılığa çıkarmak istiyorum. | Open Subtitles | اريد ان تعرض هذه الفيللا للبيع |
| Evini satılığa çıkarmışsın. | Open Subtitles | هناك لافتة على منزلك تقول أنه للبيع |
| Evde bir sorun daha çıkarsa, evi satılığa çıkartırız. | Open Subtitles | - حسنا؟ إذا حدثت مشكلة أخرى فى هذا البيت ، سنقوم بطرحه للبيع |
| Ve bir yer buldum. Huzureviymiş ama yaşlı kalmamış, satılığa çıkarmışlar. | Open Subtitles | كان دار عجزة، ولم يعد هناك عجزة، وهم سيبيعونه. |