| Eğer Corot'u satabilirsen,yakında beni bile satabilirsin! | Open Subtitles | ان كنت تبيع لكاروت فبالتاكيد يمكنك بيع اعمالي |
| Uyuşturucu satabilirsin, şarkı söyleyebilirsin, ya da bunu yapabilirsin. | Open Subtitles | يُمكنك بيع بعض المُخدرات ، أو الغناء أو قرف من هذا القبيل |
| Diğerlerinin hepsini satabilirsin, ama bu kadını değil. | Open Subtitles | ربما تبيع الأخريات كلهن لكن ليس هذه المرأة |
| Eminim bunu biraz parlatıp temizledikten sonra, gelecek sene satabilirsin. | Open Subtitles | أو يأخذها.. و يعيد بيعها ..و في العام القادم |
| Sence tek başına ne kadar satabilirsin? | Open Subtitles | كم من مقدار تظنُ أنه بمقدورك بيعه بنفسك؟ |
| Muhtemelen onları bir oyuncak bebek firmasına satabilirsin ve muhtemelen $40 bin alırsın. | Open Subtitles | على الأرجح بإمكاني بيعهم لشركة دمى وأجني ربما 40 ألف دولار |
| Dün de söyledim Henry. Plazmanı 72 saatte bir satabilirsin. | Open Subtitles | قال ل لكم أمس، هنري، يمكنك فقط بيع البلازما كل 7 2 ساعة. |
| Ayakkabılarına falan bir bak, şimdilerde onu internette satabilirsin. | Open Subtitles | تفحص في حذائك يا إبني لأنه يمكنك بيع هذا الرمل على الإنترنت |
| Gracie Lee'nin marketi aracılığıyla yiyecekleri satabilirsin. | Open Subtitles | تستطيع بيع الطعام الي السكان من خلال محل جراسي |
| Yumurtalarını üreme kliniğine satabilirsin, ya da o sakalını Gülünç Ötesi Müzesine satarsın. | Open Subtitles | لربّما يمكنك بيع خصيتيك إلى عيادات الخصوبة, أو.. بيع تلك اللحية خاصّتك لمتحف السخافة |
| Sayfayı asitte eriterek, bir şeyler yapıp buralarda satabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك غمس صفحة في الحمض ، او بيع بعض المربعات لقاء حفنه من المال |
| Ah steven harika bir fikrim var limonata satabilirsin. | Open Subtitles | ستيفن , لدي فكرة ممتازة . بأمكانك ان تبيع عصير الليمون |
| Doğu Avrupa'da bu arabayı 110-120 bine satabilirsin. | Open Subtitles | في شرق اوربا تقدر تبيع هالسيارة بي 110 120 الف |
| Onları geliştirmeye devam edebilir ya da onları sadece kendi çıkarına çalışan birine satabilirsin. | Open Subtitles | يمكنك الحفاظ على الاضافه او يمكنك بيعها للناس الذين يهتمون بالرغبات الشخصيه |
| bana 10$ ver böylece daha fazlasını satabilirsin, karlı iş. | Open Subtitles | وبعدها يمكنك بيعها لشخص آخر، وتلك تجارة جيدة |
| Yapma dostum. 20 dolar. Sen 40 dolara satabilirsin. | Open Subtitles | بربك يارجل 20 دولار فبإمكانك بيعه مقابل 40 دولار |
| Kutudan çıkarmazsan satabilirsin. | Open Subtitles | لا تخرجه من العلبة، سيكون بمقدوك بيعه وهو أكثر مما يمكنني قوله |
| Onları geliştirmeye devam edebilir ya da onları sadece kendi çıkarına çalışan birine satabilirsin. | Open Subtitles | بامكانك الاستمرار بتطويرهم أو بإمكانك بيعهم لرجل تقوده أنانيته |
| Bu arada tüm benzin hisselerini satabilirsin, gelecekte her şey patatesle çalışacak! | Open Subtitles | بالمناسبة بع جميع أسهم الوقود الآن كل شيء يعمل على البطاطا |
| Lütfen, beni satabilirsin! | Open Subtitles | أرجوك ، يمكنك بيعي |
| Altın takılarımı, elbiselerimi alabilirsin istediğin her yerde, onları satabilirsin. | Open Subtitles | خذ جميع الذهب والملابس باستطاعتك انت تبيعه بأي مكان |
| Eski üniformamı giyeceğim. Böylece yenisini satabilirsin. | Open Subtitles | سأرتدي زيي القديم، حتى يمكنك أن تبيعي الجديد |
| Şehirde bizimle beraber satabilirsin. En iyi yol bu. | Open Subtitles | أنت يُمْكِنُ أَنْ تَبِيعَ في البلدةِ مَعنا. |
| Bilirsin, bunu satabilirsin. | Open Subtitles | . تعرف، يمكنك أن تبيعى هذه الاغنيه |