| Kullanılmış araba satmıyoruz. Önceden alınmış veya öncelikli alınmış arabalar. | Open Subtitles | نحن لا نبيع السيارات المستعملة بل السيارات الممتلكة من قبل |
| O zaman şirketi satmıyoruz en azından şimdilik ve böyle bir fiyata değil. | Open Subtitles | الشركة نبيع لن نحن ،إذاً السعر وبذلك الوقت هذا في ليس الأقل على |
| O zaman şirketi satmıyoruz en azından şimdilik ve böyle bir fiyata değil. | Open Subtitles | إذاً نحن لن نبيع الشركة، على الأقل ليس في هذا الوقت وبذلك السعر |
| Çizim tahtasının başına gittiler ve yenilendiler farklı bir planla geldiler: Biz size telefon satmıyoruz, biz size aylık tarifeler satmıyoruz. | TED | ثم عادوا للوراء للوحة الرسم، وغيروا العتاد وأتوا بخطة أخرى: نحن لن نبيعك الهاتف نحن لن نبيع الخطة الشهرية |
| Evinizi satamazsınız. satmıyoruz. Kiraya veriyoruz. | Open Subtitles | لا يمكنكِ بيع منزلكِ - لن نبيعه سنؤجره - |
| Gerçekçi silah satmıyoruz, efendim. | Open Subtitles | نحن لا نَبِيعُ أسلحةَ واقعيةَ، سيدى |
| - Onları satmıyoruz. Birini öldürmek için onlardan satın aldım. | Open Subtitles | نحن لا نبيع السلاح سيدي انه فقط من اجل ان نضرب شخصاً ما |
| Geçen gece içtiğimiz boktan niye satmıyoruz, hı? | Open Subtitles | لماذا لا نبيع هذا الشيء الذي شربناه بالأمس؟ |
| biliyorum, beni burada istemiyorsun anneannemin evini satmıyoruz. | Open Subtitles | أعلم أنكِ لاتريدين تواجدي هنا لن نبيع منزل جدتنا |
| Biz sigara satmıyoruz ama karşıda satılıyor. | Open Subtitles | نحن لا نبيع السجائر لكنها متوفرة عند كشك بيع الصحف في الجهة المقابلة من الشارع |
| Öncelikle biz burada gazlı içecek satmıyoruz. | Open Subtitles | أكملي غذاءك مع بقية زملاءك لا نبيع الصودا هنا .. |
| Bunu biz göndermedik, çünkü bu tür şeyler satmıyoruz. | Open Subtitles | حسناً ، لم يكن هذا في طلبيتك لأننا لا نبيع هذه الأشياء |
| Bütün emlakçılara söylediğim gibi, satmıyoruz. | Open Subtitles | مثل ما اقوله لكل سماسرة العقارات، نحن لا نبيع |
| Yani insanlar gerçekten beni umursuyor ama araba satmıyoruz. | Open Subtitles | أعني , الناس من الواضح أنهم مهتمون بي وكل هذا ولكننا لا نبيع أي سيارات |
| Biz çocuk satmıyoruz eğer kastettiğin buysa. | Open Subtitles | نحن لا نبيع الأطفال اذا كان هذا ما تعنيه |
| Özür dilerim. Biz burada dar kotlar satmıyoruz. | Open Subtitles | أنا آسف ، لا نبيع الجينز النحيف في هذا الموقع |
| Biz... Biz ağaç satmıyoruz. Bizim sattığımız bir keyif. | Open Subtitles | إننا لا نبيع أشجاراً إننا نبيع طقساً عاماً |
| Ah, hayır, o tarz ürünler satmıyoruz, hanımefendi. | Open Subtitles | زبدة السوداني. كلا، لا نبيع أشياء كهذه يا سيدتي |
| Ama biz yemişliçörek satmıyoruz.., ne şimdi, ne de sonra. | Open Subtitles | لكننا لا نبيع "فطيرة الكعك المحلى"، لا الآن ولا لاحقاً |
| Bilimsel davranmalıyız. Burada meşrubat satmıyoruz, değil mi? | Open Subtitles | يجب أن نكون علميين، فنحن لا نبيع مشروب لذيذ هنا، صحيح؟ |
| - Evi satamazsın. - satmıyoruz. Kiralıyoruz. | Open Subtitles | لا يمكنكم بيع منزلكم - لن نبيعه ، بل سنؤجره - |
| - Biz esrarlı kek satmıyoruz. | Open Subtitles | - .نحن لا نَبِيعُ اللحوم المهروسة السمراء - ! |
| - Doğru, şimdi de satıyoruz. - Hayır satmıyoruz. | Open Subtitles | صحيح, والآن سنبيعها لا, لن نبيعها |