| Buradayız, çünkü babası onu Savaş Dairesi'nin bulabileceği tehlikeden en uzak yere gönderdi. | Open Subtitles | نحن هنا لان والده ابعده عن الخطر حتى يستطيع مكتب الحرب ان يجده |
| Endişelenmeyin. Savaş Dairesi eksiklerimizi karşılıyor. | Open Subtitles | لا داعى للقلق مكتب الحرب يدعمنا بكل ما نحتاجه |
| Yüzbaşı Tietjens; Savaş Dairesi tarafından, 19. | Open Subtitles | لذا لدينا النقيب تيجنز , الذي مكتب الحرب يريد نقله |
| Ama ona, Savaş Dairesi'nin İstatistik Bölümü'nde vurulmak isteyenlerin kuyruk olduğunu söylemek istiyorum. | Open Subtitles | لكن يمكنك ِ أخباره مكتب الحرب يريد كامل قسم الأحصائيات مصفوف ومضروب |
| Saat 4.15'te Savaş Dairesi'nde olacak. | Open Subtitles | هو سيكون في مكتب الحرب في 4: 15 |
| İşte sana Savaş Dairesi. | Open Subtitles | ذلك مكتب الحرب بالنسبة لك |
| Mark, benimle Savaş Dairesi'ne geliyor. | Open Subtitles | مارك سيمشيني إلى مكتب الحرب |