| Ağzından almam uzun sürdü. Seevis'ten korktuğunu söyledi. | Open Subtitles | قالت إنها كانت خائفة من (سيفيس) سيقتلها إذا اكتشف هذا |
| Köyün kontrolü, Seevis adında ayı gibi birinin elindeydi. | Open Subtitles | كان رئيس القرية هو رجل ضخم اسمه (سيفيس)... |
| Doğruluk yolundan sapan olursa, cezalandırılmalarını sağlayan Seevis oluyordu. | Open Subtitles | عن درب الصواب فإن (سيفيس) هو من يتأكد... من عقابه بشدة على هذا |
| Seevis, köyün tapınması için elinden geleni yapıyordu. | Open Subtitles | كان (سيفيس) يقوم بعمل الآلهة بالتأكيد من أن القرية... تملك كل المبررات للسجود... |
| Tomin iyi adam. Seevis mankafa. | Open Subtitles | (تومين) هو رجل لطيف و(سيفيس) حقير |
| Sonuçta neden yaptığını bilmiyorum, ne de Seevis'in bizi niye bıraktığını. | Open Subtitles | لم أعرف لماذا فعلها بالنهاية... أو لماذا أطلق (سيفيس) سراحنا |
| Tomin'in teminatına karşın Seevis bir taş atımı uzaktayken köyde bir gün geçirme fikri beni gerdi. | Open Subtitles | رغم تطمينات (تومين) فإن فكرة تمضية يوم في القرية... و(سيفيس) قريب مني هكذا جعلتني أشعر بتوتر |
| İletişim terminali geldiğinde Seevis'in adamları önemini fark etmiş ve büyük riske girip onu şehirden kaçırmışlar. | Open Subtitles | عرف رجال (سيفيس) أهميته وجازفوا بكل شيء... لإنقاذه وتهريبه إلى خارج المدينة |
| Konu Vala'yı serbest bırakmamsa, Seevis onu haksız yere suçladı. | Open Subtitles | إذا كنت تشير إلى فك قيود (فالا) أظن أن (سيفيس) اتهمها بالخطأ ليست فاسدة، وإلا ما كان الـ((أوراي)) سيسمحون لها... |
| Seevis'in planı başarısız oldu. | Open Subtitles | فشلت خطة (سيفيس) |
| Rahip Seevis'in günahkar olduğunu ve töreni sabote etmeye ve binlerce insanı öldürmeye kalkıştığını söyledi. | Open Subtitles | أخبرني الراهب بأن (سيفيس) فاسد وبأنه قد حاول... تخريب الاحتفال، وكان سيقتل الآلاف أرسلني لقتل (سيفيس) وها أنا أجدك برفقته... |
| Seevis. | Open Subtitles | (سيفيس) |