| Popüler inançları olan herhangi biri sempatik bir müvekkili savunabilir. | Open Subtitles | يمكن لأي شخص أن يدافع عن عميل متعاطف بالمعتقدات الشعبية |
| Spencer gibi bir adamla evleneceğim için çok şanslıyım. O dürüst, samimi, sempatik ve gerçekçi! | Open Subtitles | انا محظوظة ان اجد رجلا مثل سبنسر انه صادق مخلص متعاطف |
| Çocuklarımız arasında açık ara en sempatik olanı o. | Open Subtitles | إنه دون منازع أكثر طفل محبوب بين أطفالنا. |
| Doğru; ama karakteri biraz sempatik hale getirmeye çalışıyorum. | Open Subtitles | أجل، لكنني أحاول جعل الشخصية محبوبة أكثر قليلاً |
| Sözgelimi çekici insanlara karşı daha sempatik yaklaşıyorlar. | Open Subtitles | على سبيل المثال، عَرفتَ بأنّهم أكثر تعاطفاً إلى شخصِ جذّابِ؟ |
| Daha sonra da anladıklarını sempatik yollarla ifade edebilmeli. | Open Subtitles | و تُعبر عن هذا الفهم في أسلوب تعاطفي. |
| O zaman yapımcılara seni daha sempatik yapmazlarsa oynamayacağını söyle. | Open Subtitles | إخبري المنتجين أنك ستغادين لو لم يجعلونك أكثر عاطفة |
| Ve sempatik falandılar ama aslında kimsenin umurunda olmadığı belliydi. | Open Subtitles | وقد كانوا متعاطفين وكل ذلك ..لكن تستطيع ملاحظة أنه لم يهتم أحداً |
| Müvekkilimizi sempatik olmayan şekilde gösterirse kaybederiz. | Open Subtitles | المدعى العام ليس من دون موهبة إن كان قادراً على إظهار موكلنا بشكل غير متعاطف |
| Sorumluluğunu itiraf eden bir müvekkilin ve sempatik bir davacın var. | Open Subtitles | عندك عميل اعترف بالمسؤولية و مدعيّ متعاطف |
| - Ne garip, kendimi sempatik biri olarak görürdüm. | Open Subtitles | حسنا، انا آمل فى اكثر من مجرد القبول، لكن نعم مضحك، انا افكر فى نفسى كشخص متعاطف جدا |
| Ama sempatik olduğu için ona kızamam. | Open Subtitles | لكن لا استطيع الغضب عليه لانه محبوب |
| Çok sempatik adamımdır. | Open Subtitles | أنا إنسان محبوب |
| O çok sempatik! Bayan Berry, tüm bu köpeklerle yürüyerek yürüyerek ne yapıyorsunuz? | Open Subtitles | خمس مرات إنها محبوبة جداً أنسة بيري مالذي تفعلينه بحق السماء |
| Tamam, komik. sempatik, gerçekten sempatik. | Open Subtitles | انها مرحة، واثقة محبوبة، محبوبة جدا |
| Keşke biraz daha sempatik olabilseydim, Cyrus. | Open Subtitles | أتمنى لو كان يمكنني أن أكون أكثر تعاطفاً سايرس. |
| Bana da pek sempatik gelmiyorsunuz. | Open Subtitles | لن تنال تعاطفي بهذا |
| Joy, jüriye nasıl daha sempatik görenebilineceğinin yollarını ararken, aslında o da yeni bir kimliğe kavuşmuştu. | Open Subtitles | "وبينما جلست (جوي) وحاولت" ,أن تكسب عاطفة هيئة المحلفين" "حصلت هي أيضاً على هوية جديدة |
| Bir çok insanın benim eskiden nasıl birisi olduğuma ve nereden geldiğime pek sempatik bakacağını sanmıyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن كثير من الناس سيكونون .. متعاطفين مع شخصيتي وأفعالي السابقة |
| -Neden ben gidiyorum patron? Bir kadın daha sempatik olmaz mı? | Open Subtitles | لماذا أنا سيدي ، اليست هي أفضل في التعاطف ؟ |
| Lezyon kalbin sempatik uyarılmasını etkiliyorsa bradikardiyi ve göz kırpmayı açıklar. | Open Subtitles | إن أزالت الآفة التعصيب الودي للقلب، فهذا سيفسر تباطؤ القلب وحركة الرمش |
| İçinde bulundukları kötü durum düşünüldüğünde, bu onu onlara karşı daha sempatik gösterecektir. | Open Subtitles | - - حسنا هذا قد يجعله أكثر تعاطفا مع محنتهم |
| Ama sen çok hoşsun, genç sempatik bir eşsin. | Open Subtitles | أنت تلك الزوجة، الجميلة الصغيرة المتعاطفة |
| Doğru bildi. Kesinlikle sempatik değilim. | Open Subtitles | انها مريضة نفسية, انا بالتأكيد غير متعاطفة. |
| Dinle, seni sempatik yaparız, bir yazarla oturursun, kitap çıkarırsın. | Open Subtitles | إستمع، نحن يمكن أن نجعلهم متعاطفون معك نجلس مع كاتب، لينشر كتاب |
| sempatik bir alçak. | Open Subtitles | وهو ابن محبب العاهرة. |
| Burada tıkladığım bağlantı "sempatik sihir"di; daha çok iki kelimeyi ayrı ayrı anladığım | TED | الرابط الذي ضغطته هنا "السحر العاطفي" ، غالباً لأنني أفهم ماتعنيه هاتان الكلمتان |