| Senin iyi olduğunu biliyor ve sevgilerini gönderdi ve iş birliği yapmak istiyor. | Open Subtitles | هو يعلم أنك بخير وهو يرسل حبه وهو يريدك أن تتعاوني معنا |
| Hastaneye doğru geliyordum ama Senin iyi olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | كنت سأذهب إلى المستشفى لكنني علمت أنك بخير |
| Senin iyi olduğunu bildiğine göre, sanırım acele etmemize gerek kalmadı. | Open Subtitles | و بم أنها تعرف أنك بخير أظن لا داع للعجلة |
| Ve şimdi yoluna devam edebilmesi için Senin iyi olduğunu bilmesi gerekiyor | Open Subtitles | و الان هى تحتاج ان تعرف انك بخير حتى تستطيع ان تتابع طريقها |
| -Bu sersemlere Senin iyi olduğunu söylemiştim. | Open Subtitles | -اخبرتهم انك بخير -هل هم لم يصدقوا؟ |
| Senin iyi olduğunu düşünüyorum. Mükemmel olduğun anlar var. Ama bazen de çok az çaba gösteriyorsun. | Open Subtitles | أعتقد أنك جيد بعض الأحيان تظهر متألق لكن بعض الأحيان لست |
| Bu Senin iyi olduğunu kanıtlar... çünkü ben en iyisiydim. | Open Subtitles | ذلك يَجْعلُك جيد... ... لأننيكُنْتُالأفضل. |
| Duymak istediği şeyi söylemek mi, yoksa Senin iyi olduğunu söylemek mi? | Open Subtitles | إخبار القائد ما تود سماعه، أو يُخبرها أنّك بخير |
| Babanı görebilirim, Senin iyi olduğunu... | Open Subtitles | ..... أستطيع رؤية والدك وأخبره أنك بخير ربما لا أخبره , أوصل له ملاحظة |
| Jim'e onu takdir ettiğimi söyle seni buraya getirdiği ve Senin iyi olduğunu öğrendiğim için. | Open Subtitles | روسيل ، أريدك ان تخبرى جيم أنى أقدر لة .. أحضارك الى هنا ، وإعلامى أنك بخير ... |
| Senin iyi olduğunu ve yakında eve döneceğini söyleyeceğim, ama senin onun lanet şişko kalçalarına bakıp, yönelmen kız arkadaşın Annie hakkında... | Open Subtitles | سأقول لها أنك بخير وستعود إلى المنزل قريباً ولكنك لن تتمكن من الاستيقاظ وتقوم بالتحديق في أفخاذها... |
| Senin iyi olduğunu söyledim, gerek yokken. | Open Subtitles | أخبرته أنك بخير, وأنني لم أحتج لهذا |
| İsteyeceğini biliyorum. Hayır. Senin iyi olduğunu bilmek isterdi. | Open Subtitles | لا، كانت لتود أن تعلم أنك بخير |
| Senin iyi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني أنك بخير |
| Ve Senin iyi olduğunu bilmem gerek. | Open Subtitles | لذا فقط علي ان اعرف انك بخير |
| Başkomutan Senin iyi olduğunu düşünüyor olmalı! | Open Subtitles | يبدو أن القائد العام ! يعتقد أنك جيد |
| Evet, Senin iyi olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | . نعم , قالت أنك جيد |
| Galiba benim şeytani olmam, Senin iyi olduğunu gösteriyor, haydi oradan. | Open Subtitles | "أفترض أن "أنني شرير" تعني "أنك جيد" |
| Bu Senin iyi olduğunu kanıtlar çünkü ben en iyisiydim. | Open Subtitles | ذلك يَجْعلُك جيد... ... لأننيكُنْتُالأفضل. والا تشعر بأنك هدف |