| İlginçtir ama sergiye Pandora'yı ve o habis kutusunu koymayı düşünüyordum. | Open Subtitles | ومن المثير للاهتمام، فكرت بوضع الباندورا صندوقها الشرير في المعرض .. |
| Alırım onu, bir şeyler yemeye götürürüm sonra da doğruca sergiye gideriz. | Open Subtitles | سأُقلّه لاحقاً سأخذه لتناول الطعام وبعد ذلك سنذهب مباشراً إلي المعرض الفني |
| Bu sahiciliği o andan müzedeki sergiye taşıma kararı aldık. | TED | لذلك فكرنا في توصيل هذا الشعور الواقعي، عند وقوع ذلك الحدث وسط المعرض في حد ذاته. |
| Kariyerimle herhangi bir ilişiği olmamasına rağmen sergiye konmak üzere vermeyi düşünüyordum. | Open Subtitles | كنت اُفكر فى اهدائه للمعرض رغم انه لاعلاقة له بتاريخى العسكرى |
| Ama diyorum ki, bu adamın resimleri bu kadar kötüyse niye zahmet edip o sergiye gittiniz? | Open Subtitles | لكن بعدها قلت لم ضايقت نفسك بالذهاب للمعرض ليلتها طالما القطع سيئة لهذا الحد ؟ |
| - Muhteşem sergiye bakın. | Open Subtitles | إنظروا إلى هذه المعروضات الرائعة |
| Sanırım bir kaç sergiye götürürüm. | Open Subtitles | سآخذها لبعض المعارض |
| Tüm eşyalarınızı sergiye göndermiyor muydunuz? | Open Subtitles | الم تقل انك سترسل كل اغراضك الى المعرض ؟ |
| Fakat bu hikâyeyi sergiye katılma kararımdan sonra öğrendim. | Open Subtitles | لا حاجة للقول بأننا لم نكن ندرك هذا حينما كنا نتوقع تقديم إختراعهم في المعرض |
| Genç oyuncuların sergiye gelmesinin işime yarayacağını düşündüm. | Open Subtitles | ظننت ان تواجد فنانون صغار ومعاصرون يأتون الى الى المعرض فذلك سيساعد الأعمال |
| Ama geçen hafta sergiye geldiğinden beri seni düşünmekten kendimi alamıyorum. | Open Subtitles | لكن منذ كنت مشيتِ من المعرض الاسبوع الماضي لست قادرا على ان اوقف التفكير بك |
| Buradan bizi sergiye kadar takip ettiğini anlıyorum. | Open Subtitles | لازلت أحاول التأقلم مع حقيقة أنك تبعتنا إلى المعرض |
| Düşes olarak, sergiye kendi eserlerimi bağışladım. | Open Subtitles | بصفتي الدوقة ، تبرّعتُ لأجل الفن بهذا المعرض |
| Tüm o televizyondaki dâhileri sergiye nasıl getirteceksin. | Open Subtitles | كيف تدير للحصول على كل المثقفين من التلفاز و عرضهمفي المعرض الخاص بك؟ |
| Bir sergi açtım ve sergiye daha çok genç insanlar geldi. | Open Subtitles | وأنا أشعر بخيبة أمل كبيرة كان لي معرض صور وزوار المعرض غالبيتهم من الشباب |
| Birkaç genç fotoğrafçı bizi sergiye koyacakmış. | Open Subtitles | المصورون قليلون و يمكننا حضور المعرض معا |
| sergiye katılımın şimdiye kadar gördükleri en yüksek katılım olduğunu söylediler. | Open Subtitles | وقالوا ان هذه اكبر نسبة إقبال حظيّ بها فنان لإستقبال أعماله بهذا المعرض |
| sergiye, arkasındaki depodan girilebiliyor. | Open Subtitles | من السهل الوصول للمعرض من المخزن الموجود خلفه |
| Bu da, Ocak ayındaki bir sergiye yetiştirmek istediğim resmin adı tabii. | Open Subtitles | وهذا هو عنوان لوحة يجب أن أنهيها للمعرض في يناير |
| sergiye tek bir giriş ve de bir servis koridoru var. | Open Subtitles | لا يوجد سوى مدخل واحد للمعرض وممر الخدمات |
| sergiye dokunmayın. | Open Subtitles | لا تلمسوا المعروضات. |
| Arkadaşlarımızı görüp tiyatroya, sergiye gideriz. | Open Subtitles | ,ونزور المعارض والمسارح |