| Seul'da hazırladığımız nükleer bombayı patlatmayı düşünüyor. | Open Subtitles | إنه يخطط للتفجير النووي الذي أعددناه في سيؤول |
| Seul'da çok sayıda Budist tapınağı var. | Open Subtitles | يوجد العديد من المعابد البوذية في سيؤول. |
| Şimdi de Seul'da iş yapmaya geldim. | Open Subtitles | و الأن أقوم بإدارة مشروعٍ تجاري في سيؤول. |
| Go Man Suk şu an Seul'da gece mesaisinde. | Open Subtitles | جو مان سوك لديهِ مناوبه عمل ليليه في سيول حالاً |
| Bana bombayı kurup, Seul'da patlatmam söylendi. | Open Subtitles | "تم إخباري بوضع القنبلة وتفجيرها في"سيول |
| Mührümü Seul'da bırakmışken seni kendime nasıl inandırabilirim? | Open Subtitles | .لقد تركتُ ختمي خلفي في سيؤول كيف يُمكنني إثبات هذا؟ |
| Nükleer bomba Seul'da patlamalı. | Open Subtitles | إن السلاح النووي الذي سينفجر في سيؤول |
| O güne kadar Seul'da kalamayız. | Open Subtitles | لا نستطيع البقاء في سيؤول عند حدوث ذلك |
| Seul'da bir yerlerde oldukları haricinde hiçbir şey bilmiyoruz. | Open Subtitles | نحن لا نعرف سوى أنهم في "سيؤول" بمكانٍ قريب |
| Karanlık çökerken Seul'da bir nükleer bomba patlayacak. | Open Subtitles | عند شروق الشمس ستنفجر القنبلة النووية في "سيؤول |
| O anda Seul'da olmayacağız. | Open Subtitles | ...في تلك اللحظة لن نكون في سيؤول |
| Gerçekten Seul'da bomba patlatacak mısınız? | Open Subtitles | هل حقاً ستفجر قنبلة نوويه في"سيؤول"؟ |
| Bunu Seul'da kapatırız. | Open Subtitles | سنُنهي هذه العملية في "سيؤول". |
| Seul'da bekâr kadın çokmuş. | Open Subtitles | هناك الكثير من النساء في "سيول" لم يتزوجن |
| Doğu ile Batı Seul'da didişirken biz de Yong-in konağına saldırmalıyız. | Open Subtitles | بينما الشرق والغرب يتخاصمون في "سيول"، نحنُ يجب أن نهاجم على (يونغ) بمنظقة القاعة. |
| Bomba Seul'da patlamalı. | Open Subtitles | "القنبلة يجب أن تنفجر في "سيول |
| Doğu ile Batı Seul'da didişirken biz de Yong-in konağına saldırmalıyız. | Open Subtitles | بينما الشرق والغرب يتخاصمون في "سيول"، نحنُ يجب أن نهاجم على (يونغ) بمنظقة القاعة. |
| Şimdi Seul'da mı yani? | Open Subtitles | بالتالي هو في سيول الآن؟ |