| Sevdiğim adamın beni tekrar sevmesini sağlamak için New York'ta deli gibi dolanıp duran birisi olduğumu. | Open Subtitles | شخص ما يجري في نيويورك بجنون أحاول أن أجعل الرجل الذي أحبه أن يحبني |
| Beraber hayatta kaldığımız onca şeyden sonra Sevdiğim adamın ölmesini izledim. | Open Subtitles | أين من المفترض أن أذهب؟ بعدكلما نجونامنه معًا.. و رؤية الرجل الذي أحبه يموت |
| Siz hapse girmek zorunda kalmayın diye Sevdiğim adamın hapse girmesini seyrettim. | Open Subtitles | للتو شاهدت الرجل الذي أحبه يذهب إلى السجن لكي لا يذهب أي منكم |
| Sevdiğim adamın bununla dalga geçmesi de beni incitiyor. | Open Subtitles | و يحزنني بأن الرجل الذي أحب يعتقد بأن هذه مزحة كبيرة |
| Bu kadar Sevdiğim adamın izin verirsem beni öldüreceğini fark ettim. | TED | أدركت أن الرجل الذي أحببته كثيراً كان سيقتلني لو سمحت له. |
| Sevdiğim adamın kalbini kazanmak için acımasızdım. | Open Subtitles | لقد كنت قاسية من أجل أن أفوز بقلب الرجل الذي أحبه |
| Tamam. Sevdiğim adamın karısı var. | Open Subtitles | حسناً الرجل الذي أحبه لديه زوجة |
| Sevdiğim adamın bir sosyopat olduğundan haberim yokmuş gibi davranamam. | Open Subtitles | بأني لا أعرف شيئا أن الرجل الذي أحب ليس معتل اجتماعيا |
| Sevdiğim adamın öldüğünü söylemiştin. | Open Subtitles | لقد أخبرتني بأن الرجل الذي أحببته أنا فارق الحياة |
| Ben sadece yeni bir tarz denemek için Sevdiğim adamın öldüğünü öğrendiğim günü seçmiş olmandan dolayı hayrete düşmüş durumdayım. | Open Subtitles | أنا فقط مندهشة أنه حتى أنت ستختارين اليوم التالي لليوم الذي عرفت فيه أن الرجل الذي أحببته ميت لتجربي موضة جديدة |
| Evet. Tıpkı Sevdiğim adamın katilini bulmak için onları kullanmam gibi. | Open Subtitles | نعم، كما أستغلهم تماماً في إيجاد قاتل الرجل الذي أحببته |