| Aşağılık herifin teki onu Hong Kong'ta tuvalete atıp sifonu çekmiştir. | Open Subtitles | من الواضح انه جاء متسكّع من هون كونج من أسفل المرحاض. |
| Jinx bu tuvaleti kullanmaması gerektiğini bilir. O yaptıysa da sifonu çekmez. | Open Subtitles | جينكس لا يستعمل هذا المرحاض و إذا فعل لا يجذب ذراع المياه |
| Her hafta 20 Dolarlık biletin üzerine sifonu çekmesem daha iyi olabilirdim. | Open Subtitles | أتعلمون , أنا أرمي 20 دولاراً في المرحاض كل أسبوع على الأرجح |
| Ve Spenser, bu defa sifonu çekmeyi unutma. | Open Subtitles | وايضاً (سبنسر) ، هذه المرة تذكر بأن تسحب ماء التوليت" ! انتهى" |
| Yani, Allah korusun bir tampon tuvaletin birinde sifonu çekilmesi unutulsun. | Open Subtitles | أقصد الله حرم السدادة القطنية تترك في المرحاض لتذهب لمكان ما |
| sifonu çektiğinizde, dışkınız atık arıtma tesislerine gidecek, ki bunlar değer olarak satılıyor, sorumluluk olarak değil. | TED | إذا دفقت ماء المرحاض ، سوف يذهب البراز لمحطات معالجة مياه الصرف الصحي. التي تباع كأصول قيمة ، وليست كأعباء. |
| Şehirlerdeki insanlar sifonu bir çekişlerinde kırsal kesimlerde yaşayan insanların iki günde alamadığı suyu harcıyorlar. | TED | أخبرني أن الناس في المدن بسحب المرحاض مرة واحدة يستهلكون من الماء مالا يحصل عليه الناس في المناطق الريفية في يومين. |
| İlk şey, bunu okumayı bitirdiğinde, tuvalete at ve sifonu çek, tamam mı? | Open Subtitles | الشيء الأول, عندما تنتهين من قراءة هذه إرميها في المرحاض, حسنا؟ |
| TV istasyonunu tuvalete atıp üstüne henüz sifonu çektik. | Open Subtitles | لقد دفعنا قناته التلفزيونية الي أسفل المرحاض. |
| Biri sifonu çekmişti ve ben lağımı boylamak üzereydim. | Open Subtitles | لقد سحب احدهم السلسله و ساهبط انا الي المرحاض |
| Timsahı tuvalete atıp, sifonu çektik, gitmedi. Şimdi beslemek zorundayız. | Open Subtitles | لقد وضعنا التمساح في المرحاض محاولين التخلص منه لكنه علق بالمنتصف ، والآن علينا ان نطعمه |
| Çünkü kafamı tuvaletin içine sokup sifonu çekmedi. | Open Subtitles | ربما لأنه كان يحشر رأسي في المرحاض ويدفق الماء عليّ |
| Tamam, şimdi doğru yukarı çık ve sifonu çek.. | Open Subtitles | حسناً،تحركى الى الطابق العلوى ودفقى المرحاض. |
| Kaç kere tuvalete atıp üstlerine sifonu çekerseniz çekin her zaman sürünerek geri gelirler. | Open Subtitles | لا يهم كم مرة ترميهم فى المرحاض دائما يزحفون ويخرجون منه |
| sifonu çektiğinde su ters yöne doğru dönüyor. İlk kez gördüğünde seni gerçekten korkutuyor. | Open Subtitles | حتى ماء المرحاض, عندما يتدفق فإنه يدور في الإتجاه الآخر |
| Yoksa o s.ktiğimin kolu tuvalete atıp sifonu çekeceğim. | Open Subtitles | لتفتحي هذا المبرد اللعين و إلا سأضع هذا الذراع اللعين في المرحاض |
| Banyoya gidip kızın ve diğer herşeyin üzerine sifonu çekmeliydim. | Open Subtitles | ...اعتقد بانه علي الذهاب الى الحمام و"اسحب ماء التوليت" عليها و على كل شيئ آخر |
| Sadece, um-sadece sifonu bir kaç defa çek. - Bu sıcak su akmasını sağlar. | Open Subtitles | فقط , فقط أسكبي الماء بالمرحاض مرتين، سيساعدبخروجالماءالحار. |
| Ama uzman polis gücünüzün sayesinde bu işin üstüne sifonu çektiniz doğrusu. | Open Subtitles | لكن شكراً إلى خبرتك العملية في مجال الشرطة فقد سحبتَ عليها السيفون |
| sifonu iyice çekin çünkü ses çıkartıyor. | Open Subtitles | تأكد بأن تقوم بهزهزة المقبض بعد استعماله،لأنه سيعمل ضوضاء |
| Tuvalete bir tane patates atıp, sifonu çektim. | Open Subtitles | ..وضعت بطاطس في المرحاض، وجعلت الماء يتدفق |
| Birisi kafanı tuvalete sokup... suratına sifonu çeker. | Open Subtitles | هو عندما يقوم شخص بغطس وجهك في المرحاض ومن ثم يقوم بشطف الماء |