| Bunu sevmedi. soğuğu sevmedi. | TED | لم يُعجَبْ العفن بالوضع، حيث أنه يكره البرد. |
| Teşekkürler, hayır. Belki soğuğu alması için biraz konyak. | Open Subtitles | شكراً لك ربما القليل من البراندي ليذهب البرد |
| soğuğu hissetmiyor göründüğüm tek yer orası. | Open Subtitles | انها المكان الوحيد الذى لا أشعر فيه بالبرد |
| Belki de bu soğuğu güç üretmek için bile kullanabiliriz. | TED | ربما يكون بإمكاننا حتى أن نولد الطاقة مباشرةً باستخدام هذه البرودة. |
| Herkes soğuktan bahsediyor. Neden ben soğuğu hissetmiyorum? | Open Subtitles | كل شخص يتحدث عن البرد ولكني لا اشعر بأي برودة على الإطلاق |
| Şeytan topları gelir, kışın soğuğu çeker gider. | Open Subtitles | ، عندما تأتى كرات الهبة . الشتاء البارد يذهب |
| Birden çok serin oldu. Evet, bugünlerde ben de soğuğu ben de hissediyorum; niye bilmem. | Open Subtitles | لقد برد الجو فجأة، أشعر بالبرد هذه الأيام ولا أعرف السبب. |
| Çalışmıyor ama sinir bozucu bir ses çıkarıyor, soğuğu unutturuyor. | Open Subtitles | إنه لا يعمل ، ولكنه يُحدث ضوضاء مزعجه تجعلك تنشغلين عن البرد |
| soğuğu gerçekten severim. Bana yaşadığımı hissettirir. | Open Subtitles | أنا أحب البرد إنه يشعرني أني مازلت على قيد الحياة |
| Yani sizi rahatsız eden soğuğu gidermekte başarısız olmayacağım. | Open Subtitles | بالاختصار، أنا لن أفشل بإبعاد البرد القارس الذي يلم بك |
| Bizim iki üstünlüğümüz var. Şehri biliyoruz ve soğuğu biliyoruz. Burada bir sebepten dolayı yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن متفوقون عليهم فإننا نعرف هذه البلدة ونعرف البرد ونحيا هنا لسبب |
| soğuğu dışarıda tutup seni sıcak tutacak gerçek duvarları olsa daha iyi olurmuş. | Open Subtitles | سيكون لطيفًا أن تمتلكِ بعض الجدران لتحميكِ من البرد ولتُبقيكِ دافئةً. |
| Elliyi geçtiğinde, tatlım, sadece soğuğu hissedersin. | Open Subtitles | عندما تتجاوزين الخمسين من العمر ياعزيزتي ستشعرين بالبرد فقط |
| Arkadaşların nemli yerde kalırsa maazallah ya soğuğu yerler ya da mermiyi, öyle değil mi? | Open Subtitles | لو ظل أصدقاؤك في الخلاء سيصابون بالبرد, أليس كذلك؟ أو برصاصة |
| Ama soğukta değil, soğuğu sevmem. | Open Subtitles | ولكن ليس عندما يكون الجو بارداً لا أحب أن أصاب بالبرد |
| soğuğu hissediyor musun Nell? | Open Subtitles | هممم البرودة هَلّ تشعرين بها؟ نيل انت تشعرين بها؟ |
| Sen sıcağı açarsın, ben soğuğu, bakalım burada yağmur yağdırabilecek miyiz. | Open Subtitles | مهلاً , جرِّب أنتَ الحرارة وأنا سأجرب البرودة لنرى إن كان بإمكان جعلها تمطر هنا |
| Bu üst atmosferin soğuğu ve eksi 270 santigrat derece veya eksi 454 derece Fahrenheit kadar soğuk olabilen dış uzaya kadar. | TED | برودة هذا الغلاف الجوي العلوي ووصولًا إلى الفضاء الخارجي، الذي يمكن أن تصل فيه البرودة إلى ناقص 270 درجة مئوية، أو ناقص 454 درجة فهرنهايت. |
| sıcak bir yazı olan senenin kışının soğuğu dağ tanrısını donduracak kadar çetindir. | Open Subtitles | ،خاصةً برودة الشتاء التي تلي الصيف الحار .من المحتمل أن تُجمِّد جبل الإله بحدِ ذاته |
| Bazıları soğuğu beslerken, ben çöz derim. | Open Subtitles | بعض الناس يقولون إطعام البارد,أنا أقول الألغاز |
| Hasat geliyor. Onun hemen ardından kışın soğuğu, sessizliği ve ölümü. | Open Subtitles | الحصاد قادم ويليه مباشرة برد الشتاء المميت |
| Kalın kürklü montları olmasına rağmen yinede soğuğu hissediyorlar. | Open Subtitles | لديهم سترات فرائية كثيفة رائعة لكن لايزالون يشعرون بالبرودة |
| Yakın gitsin yaşlı cadıyı. Yakın, kışı ve soğuğu. | Open Subtitles | . إحترقى أيتها الساحرة العجوز جداً . أحرقى الشتاء والبرودة |