| Bu göreceğimiz son büyük salgın değil. | TED | فلن يكون تفشي هذا الوباء الراهن الأخير بالنسبة لنا. |
| Dünya üzerinde kalan son büyük yaban hayatı korunağı: | Open Subtitles | الملاذ الأخير لأكبر تركيز للحياة البريّة المتبقي على سطح الأرض |
| Neredeyse kuzeybatı sınırına kadar vurgun yapabileceğimiz son büyük yer burası. | Open Subtitles | ضمن الحد الشمالي الغربيِ هذا المكان الأخير حيث يمكننا أن نحصل على ثروة طائلة |
| Sen de benim İngiltere'nin son büyük umudu olduğumu söylüyorsun. | Open Subtitles | وأنت تقول أنا الأمل العظيم الأخير لإنجلترا |
| İnsanlığın yayılmasının önündeki son büyük engel ortadan kalktı. | Open Subtitles | الحاجز الكبير الأخير لانتشار الإنسان تم محوه. |
| Küba, Marksizm'in son büyük umudu, tabii Kennedy yerle bir etmedikçe. | Open Subtitles | كوبا هي الامل الكبير الأخير للماركسية ما لم يدمرها كينيدي |
| Parti bizim için son büyük rahatlama fırsatıydı. | Open Subtitles | الحفلة كانت بالحدث الكبير و الأخير لنا |
| son büyük rock star buluşmanı duydum. | Open Subtitles | سمعت عنك في اجتمـاع نجوم الروك الأخير |
| son büyük patlama 2006 yılında oldu. | Open Subtitles | الإنفجار الكبير الأخير كَانَ في 2006. |
| Bu yapacağım son büyük çalışma. | Open Subtitles | هذا العمل الكبير الأخير الذي سأقوم به |
| Benim ilk ve son büyük aşkım ? | Open Subtitles | حبى الأول و الأخير لاجو |
| Tabii, böylece son büyük haberini yakalayacaksın. | Open Subtitles | لكي تحصل على سبقك الأخير |
| son büyük kavgamızdan sonra Jim aldı. | Open Subtitles | (جيم) اشتراه لي بعد شجارنا الكبير الأخير. |
| O'Neill bizim son büyük umudumuz. | Open Subtitles | - - أونيل إنها أملنا الأخير |