| Şimdi bana başka sorular soracak mısın, yoksa, işimin başına döneyim mi? | Open Subtitles | الآن، هل لديك المزيد من الأسئلة أو يمكنني العودة إلى العمل هنا؟ |
| bakın bütün uzmanlar kendilerine soracak... hint ihracatçılar konferansı. | Open Subtitles | انظر اى رجل خبير سيسأل نفسه مؤتمر شركات التصدير الهنديه مساء الخير |
| Efendine Camelot'taki Sarayıma katılıp katılmak istemediğini soracak mısın? | Open Subtitles | هل ستسأل سيدك أن ينضم إلى قصرى فى كاميلوت ؟ |
| Yaptığım şeyi neden yaptığımı soracak olan sen değil misin? | Open Subtitles | ألست من المفترض أن تسألني لم فعلت كل ما فعلت؟ |
| Ama tekrar ona güvenir mi diye soracak olursan Hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | :لكن إن سألتني هل يثق بها مره أخرى؟ لا اعتقد هذا |
| Ama herhangi biriniz soracak olursa 'Aslında ne artıyor? Hiçbir şey artmıyor mu? | TED | و لكن إذا سأل أحدكم، هل هناك شيء سيظل مرتفعا؟ هل يكبر أي شيء؟ |
| Vicky bana onu sevip sevmediğimi soracak ve ben ne diyeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّ فيكي ستسألني عن حبّي لها وأنا لا أعرف ما سأقوله لها |
| Tahmin edeceğin üzere, sana soracak pek çok sorum var. | Open Subtitles | كما يُمكنك أن تتصور ، أنا لدىّ الكثير من الأسئلة |
| Atar daha sonra nadir durumunuzu anlamak ve kaynaklar için uygunluğunuzu belirlemek için size bazı temel sorular soracak. | TED | سيسألك حينها بعض الأسئلة الأساسية ليفهم ظروفك الخاصة ويحدد أهليتك للحصول على المساعدات. |
| İnsanlar bir Hazara çocuğunun neden kızımla yaşadığını soracak. | Open Subtitles | سيسأل الناس عن معيشة صبي هازاري مع ابنتنا |
| Yoksa sıradaki soruyu Rauno soracak ve o İngilizce bilmez. | Open Subtitles | رونو هنا سيسأل السؤال التالي انه لايتحدث الانجليزية |
| Acaba bir sonraki kız da sana ne olduğunu soracak mı. | Open Subtitles | أتساءل إن ما كانت ستسأل الفتاة الجديدة عما حّل بكِ |
| Onu soracak mısın yoksa ayık bir halde orada öylece oturacak mısın? | Open Subtitles | هل ستسأل عنها, أم ستجلس هكذا ممتنعاً عن الشراب؟ |
| Bir daha ne yapacağımı soracak olursan, istifa ederim ve her şeyi sana bırakırım. | Open Subtitles | ايّاك ان تسألني مرة اخرى ماذا سأفعل والاّ سآستقيل واترك كل شئ لك |
| Bana soracak olursan, pek iyi bir gün geçirmiyorum. | Open Subtitles | لو سألتني ، سأقول لك أنني واجهتُ يوماً غير سار |
| Yukarıda biri soracak olursa teslimata gitti dersin. | Open Subtitles | ان سأل عنه احد في الأعلى اخبره فقط انه في توصيلة. |
| Vicky bana onu sevip sevmediğimi soracak ve ben ne diyeceğimi bilemiyorum. | Open Subtitles | أعرف بأنّ فيكي ستسألني عن حبّي لها وأنا لا أعرف ما سأقوله لها أعني أنا على الحافة |
| İddianameden sonra, hakim sana suçu kabul edip etmediğini soracak. | Open Subtitles | عندما تُقرأ التهم سيسألك القاضى ما هو دفاعك عن نفسك |
| Oğlan: Yargılama gününde, Allah bana soracak, "Bunu neden yaptın?" | TED | طفل: في يوم القيامة، سيسألني الله، " لماذا فعلت ذلك؟" |
| Bu yüzden eğer biri soracak olursa, gösterişsiz bir lezbiyensin. | Open Subtitles | على الأرجح لا, لذا اذا سألك احدهم فأنت سحاقية بشعة |
| Bekle arkandaki genç adam çabucak medikal bir soru soracak. | Open Subtitles | مهلاً، ثمة شاب يقف وراءك ويريد طرح سؤال طبي سريع |
| Kuzeyli olsaydım, kim olduğumu soracak vaktin olmazdı. | Open Subtitles | لو كنت أنا من اليانكي لم يكن لديك وقت لتسأل |
| Babam sana soracak ve akıllı bir yalan uyduracaksın. | Open Subtitles | سيطلب والدي توضيحات، وأنت ستختلق له كذبة |
| Büyük ihtimalle sana şu an uğraştığı davaların emsallerinden soracak. | Open Subtitles | فى الغالب، ستسألك عن السوابق لقضيّتنا الحالية, |
| Ne öğrendiğimi soracak olursan, emin olmadığımı söylerim. | Open Subtitles | وأذا سألتنى ماذا تعلمت سوف أخبرك أنى لست متأكد |