| Belki bu son Soygunun farklı olmasının bir sebebi vardır. | Open Subtitles | ربما هناك سبب لكون تلك السرقة الاخيرة مختلفة عن الاخرين |
| Biz en iyisi Soygunun yapıldığı Tribeca'daki çatı katına odaklanalım. | Open Subtitles | من الافضل التركيز على المنزل في تريبيكا حيث حصلت السرقة |
| - Geçen hafta polis bir silahlı Soygunun gerçekleştiği yerden topladı. | Open Subtitles | جمعت عن طريق الشرطة الأسبوع الفائت في مكان حادث سطو مسلح |
| Federal Bankadaki Soygunun raporlarını alıyoruz son dakikadır... | Open Subtitles | تصلنا تقارير سطو على المصرف الفدرالي فى الدقائق الاخيرة |
| Ne için? - Ne mi? Bu Soygunun fikir babası benim. | Open Subtitles | أعني ، أنا العقل المدبر للسرقة |
| Gold Şehir Bankası'ndaki Soygunun tanıkları. | Open Subtitles | شهود على السطو على البنك المركزي للمدينة |
| - Daha önceki 3 Soygunun kurbanları. | Open Subtitles | إنّهم ضحايا غزو منزلي لثلاث سرقات سابقة. |
| Briarwood Alış Veriş Merkezi'nde yaşanan Soygunun şiddete dönüşmesi sonucu bir güvenlik görevlisi hayatını kaybetti. | Open Subtitles | حارس أمن مات بعد عملية سرقة اصبحت عنيفة في برودواي مول |
| yaşlı bir adam kendini Soygunun ortasında buldu ve bu onu heyecanlandırdı. | Open Subtitles | الرجل العجوز يجد نفسه في وسط سرقة البنك ويحصل على عصائره المتدفقة. |
| Doğru yapıldığında, Soygunun tatsız olmasına gerek yok diye düşünüyorum. | Open Subtitles | أعتقد ذلك، إن تمت كما ينبغي فقد لا تكون السرقة تجربة كريهة. |
| Galiba Soygunun amacı konusunda kafan karıştı. | Open Subtitles | ربما كنت مشوشا عن الغرض الرئيسي من هذه السرقة |
| Şu soygun esnasında alaycı tavırlarla.., ...izledikleri Soygunun kasedi, değil mi? | Open Subtitles | الشريط حيث نسمعهم وهم يصدرون تعليقات ساخرة أثناء عملية السرقة. |
| İçeriden bir kaynak Soygunun aslında... | Open Subtitles | ومصدر من داخل البنك يقول بأن السرقة كانت مجرد إختبار للأمن بالبنك |
| Veya Soygunun olacağını daha önce biliyor olabilir miydi? | Open Subtitles | أو من الممكن أنه كان على دراية مسبقة بشأن حصول عملية السرقة ؟ |
| Şimdiye kadar aldığımız rapora göre iki silahlı adamın okulun spor salonunda yolunda gitmeyen bir Soygunun ardından rehineler aldığını gördük. | Open Subtitles | ما نعرفه حتى الآن هو أنه يوجد رجلان مسلّحان قد أخذا رهائن بداخل الصالة الرياضية للمدرسة بعد هروبهم من محاولة سطو فاشلة |
| Şimdiye kadar aldığımız rapora göre iki silahlı adamın okulun spor salonunda yolunda gitmeyen bir Soygunun ardından rehineler aldığını gördük. | Open Subtitles | ما نعرفه حتى الآن هو أنه يوجد رجلان مسلّحان قد أخذا رهائن بداخل الصالة الرياضية للمدرسة بعد هروبهم من محاولة سطو فاشلة |
| Bu Soygunun tezgahçısı benim. | Open Subtitles | أعني ، أنا العقل المدبر للسرقة |
| Finch, büyük çapta Soygunun yanı sıra kızımız Harper kampüste tahsilat yapıyormuş. | Open Subtitles | (فينش)، بالإضافة للسرقة الكُبرى، فتاتنا (هاربر) كانت تأخذ تجميعة أغراض من الحرم الجامعي. |
| Silahlı Soygunun hedefi biyolojik bir şey taşıyan zırhlı araçtı. | Open Subtitles | كان الهدف السطو على شاحنة مدرعة على متنها بعض البحوث البيولوجية |
| Şantiye Soygunun arkasında onun olduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | نحن معجبون به لأنه يقوم بسحب السلاسل من مكان السطو في موقع البناء |
| Annapolis'te şüphelisi olduğu diğer üç Soygunun itirafını aldık. | Open Subtitles | تمكنا من جعله يعترف بإرتكاب الثلات سرقات الأخرى الذي كان مُشتبه به في إرتكابهم في أنابوليس |
| Bir tür Soygunun parçası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | قُلت فقط أنك كُنت جزءًا من عملية سرقة |
| Buradaki herifler beni buraya getirdi çünkü Soygunun bir parçası olduğumu düşünüyorlar. | Open Subtitles | ...... هؤلاء الرجال الموجودين معى هنا يعتقدون أنى جزء من خطة سرقة البنك... |
| Duracağı yerleri bilirsem, Soygunun ne zaman olacağını tahmin edebilirim. | Open Subtitles | إن علمتُ أماكن الاِلتقاط، بإمكاني تضييق اِحتملات مكان حدوث السّرقة. |