| Bunu sokaktaki o serseriye de söyleyin, kötü muamele suçlamasını geri çeksin. | Open Subtitles | أيّ مهرّج على الشارع يمكن أن يخبرك تلك تهمة البطارية لن يلتصق. |
| Oyunu kuralına göre oynarsan yankesicilik suçlamasını düşürme sözü vermiştim. | Open Subtitles | أعدك بأنني سأسقط عنك تهمة النشل لولعبتبروحرياضية. |
| Şu saçma cinayet suçlamasını diyorsan... | Open Subtitles | إذا كنت تقصد أن تشير إلى تهمة القتل الجنونية تلك |
| Coleman eğer doğruyu söyleseydi bu ırkçılık suçlamasını durdurabilirdi. | Open Subtitles | كان يمكن ل كولمان ايقاف تهمة اتهامه بالعنصريه فى مهدها لو أنه فقط قال الحقيقه |
| Yardımlı intihar suçlamasını düşürdüklerini öğrendiğinde planın neydi? | Open Subtitles | بمجرد سماعك لإسقاط تهمة المساعدة على الإنتحار، ما الذي كنت تنوي فعله؟ |
| Nefret suçlamasını ancak böyle düşürürüz. | Open Subtitles | إنّها الطريقة الوحيدة التي سنسقط تهمة الكراهية |
| Uyuşturucu suçlamasını düşürmek avukatlarım için bir sorun olmayacaktır ama cinayet... | Open Subtitles | نفي تهمة المخدرات لن تكون مشكلة لمحاميّ ولكن القتل |
| Bay Manning tecavüz suçlamasını güçlendirebilecek önemli bir gerçeği sakladı. | Open Subtitles | السيد مانينغ أخفى حقيقة أساسية عن نفسه من شأنها تقوية تهمة الاغتصاب له. |
| Avukatın olarak, cinayet suçlamasını kabul etmeni öneririm. | Open Subtitles | وبصفتي محاميك، أنصحك بشدة أن تُقرّ بالإعتراف على تهمة القتل |
| Bu suça ortaklık suçlamasını kanıtlarım ve uzun bir süre ortalardan kaybolur. | Open Subtitles | يمكنني أن أجعل تواطئها معك تهمة مثبة ستقبع في الظلمة لردح من الدهر |
| Evrak işlerini halledip, cinayet suçlamasını düşüreceğim. | Open Subtitles | ساجهز أوراق العمل... وسنسقط تهمة جريمة القتل. |
| - Tecavüz suçlamasını neden düşürdüğün konusunda mesela. | Open Subtitles | مثل: لماذا أسقطتِ تهمة الاغتصاب؟ |
| Garcia darp suçlamasını buldu ama kayıt silinmiş, o yüzden kim bilir? | Open Subtitles | جارسيا) تمكنت من إيجاد) تهمة الإعتداء ولكن كان قد تم محوها، فمن يعلم؟ |
| Viola Howard Lyman suçlamasını tekrar gündeme getirmek istiyor. | Open Subtitles | فيولا) تريد فتح تهمة) هاورد لايمن) مجدداً) إنهم يعذبونني |
| Tecavüz suçlamasını da düşürdü. | Open Subtitles | وأسقطت تهمة الإغتصاب |
| Bay Manning tecavüz suçlamasını güçlendirebilecek önemli bir gerçeği sakladı. | Open Subtitles | السيد (مانيغ) اخفى حقيقة أساسية حوله بإمكانها دعم تهمة الإغتصاب وإن كذب بشأن هذا |
| Dal Bello temiz görünüyor, 10 yıl önceki huzuru bozma suçlamasını saymazsak ve Devlet Gelirleri Dairesi Queens'te "Trinity Restoran Tedarik" şirketi için hakkında çalışma başlatmış, kendisi ve karısı Sunnyside'de yaşıyor. | Open Subtitles | يبدو أنّ (دال بيلو) سليماً، ما عدا تهمة سلوك مخالف للنظام والآداب العامة قبل 10 سنوات، ومصلحة الضرائب تضعه يعمل في تزويد مطعم (ترينتي) هنا في (كوينز)، -وهو وزوجته يعيشان في (سانيسايد ). |
| Ve bugün 31 yaşındaki Gary Plant akıl sağlığı yerinde olmadığı gerekçesiyle... cinsel suç işlediği iddia edilen Jeffrey Douché'nin... katliyle ilgili ikinci derece cinayet suçlamasını reddetti. | Open Subtitles | واليوم , ( غاري بلانت ) البالغ من العمر 31 عاما ادعى الجنون كرد على على تهمة القتل من الدرجة الثانية (فيقضيةقتلالمعتديجنسيا(جيفريدوشي. |
| Taciz suçlamasını biliyorum efendim. | Open Subtitles | -أعرف بشأن تهمة الإغراء سيّدي . |