| Eğer o hala suçlu olduğumu düşünüyorsa, o zaman suçluyum. | Open Subtitles | إن كان مايزال يعتقد أنني مذنب, فإذاً انا مذنب. |
| suçlu olduğumu söyledim, neden bu konuda yalan söyleyeyim ki? | Open Subtitles | قلت أنني مذنب لمَ قد أكذب بهذا الشأن؟ |
| Aramızdaki tek fark şu: Ben suçlu olduğumu biliyorum. | Open Subtitles | والفرق الوحيد بيني وبينكم هو أنني أعرف أني مذنب |
| Bir dakika. suçlu olduğumu düşünüyorlarsa gitmeme neden izin veriyorlar? | Open Subtitles | إذا اعتقدوا أني مذنب فلماذا سيطلقون سراحي؟ |
| Baştan beri suçlu olduğumu düşünüyordun, değil mi? | Open Subtitles | كنت تظن أنني مذنبة طوال الوقت، صحيح؟ |
| suçlu olduğumu düşünüyorsunuz değil mi? | Open Subtitles | تعتقدون أنني مذنبة أليس كذلك ؟ |
| suçlu olduğumu inkar etmeyi büyük bir şerefsizlik sayarım. | Open Subtitles | و أعتبر اضطرارى لنكران أننى مجرم بمثابة اهانة كبيرة لشخصى |
| suçlu olduğumu düşünüyorsun. | Open Subtitles | انت تعتقد بأنني مذنبة |
| Hepsi de suçlu olduğumu sanıyor. | Open Subtitles | انهم جميعا أعتقد أنني مذنب. |
| Onlar suçlu olduğumu düşünüyor. | Open Subtitles | إنهم يعتقدون أنني مذنب |
| Ortada kanıt yoktu ancak panel ikiye karşı bir oyla benim suçlu olduğumu onayladı. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي أدلة ولكن لجنة التحكيم قررت أني مذنب بصوتين مقابل صوت |
| suçlu olduğumu düşünüyorsanız bırakın da polis karar versin o zaman. | Open Subtitles | حسنًا, لو اعتقدتم أني مذنب فاتركوا الأمر للشرطة لكي تقرر |
| Baban, suçlu olduğumu sanıyor ve ben de eğer kardeşin eve yumurta atarsa gerçek yumurta atan kişinin hâlâ dışarıda olduğunu düşünüp şekerleri alıp, tekrar eve gitmeme izin verirdi diye düşündüm. | Open Subtitles | أني مذنب ، لذا ظننت إذا رمى أخوك البيض على المنزل حينها سيعتقد أن رامي البيض الحقيقي مازال بالخارج كي أستطيع إستعادة حلواي و الذهاب للمنزل |
| suçlu olduğumu inkar etmeyi büyük bir şerefsizlik sayarım. | Open Subtitles | و أعتبر اضطرارى لنكران أننى مجرم بمثابة اهانة كبيرة لشخصى |
| Bana suçlu olduğumu söyleyin. | Open Subtitles | أخبرني بأنني مذنبة. |