| Colby diğer rütbelilerin en iyi subaylara karşı oynaması için ısrar etti. | Open Subtitles | كولبى يصر على ان يلعب بمجموعة اخرى من الجنود ضد افضل الضباط | 
| Tüm subaylara ve şeflere iletin, kendilerini derhal savaş odasında bekliyorum. | Open Subtitles | أذع كلمة أريد إجتماع مع الضباط و رؤساء الأقسام فى جناح الضباط | 
| Henüz Rennes'e gitmemiş tüm subaylara haber ver seyahati yarına kadar ertelesinler. | Open Subtitles | أخبر كل الضباط الذين لم يغادرو رين بعد أن يؤجلو رحيلهم إلى الغد | 
| Stasi'nin kendi ünviersitesi vardı, buraya fazla uzak değil, burada yeni metodlar geliştirilip subaylara öğretiliyordu. | TED | كان للستاسي جامعتها الخاصة، ليست بعيدة من هنا، حيث كانت الطرق تستكشف وتعلم للضباط. | 
| Savaşta yer alan biz subaylara sunmuş oldukları bir fırsattı. | Open Subtitles | فتلك كانت فرصة منحت للضباط الذين قاتلوا في الحرب | 
| Kan dökülmesini önlemek adına subaylara sesleniyorum silahlarınızı verin. | Open Subtitles | لتفادي إراقة الدماء آمر الجنود.. تسليم أسلحتهم.. | 
| subaylara bu viranenin kapandığını söyle. Ama, efendim! | Open Subtitles | من فضلك أخبر هؤلاء الضباط أن قاعة الطعام مُغلقة | 
| subaylara bu viranenin kapandığını söyle. | Open Subtitles | من فضلك أخبر هؤلاء الضباط أن قاعة الطعام مُغلقة | 
| subaylara söyleyin, her zamanki 10 dakikada bir bana rapor versinler. | Open Subtitles | إجمع كل الضباط لأجل التقرير اليومي الإعتيادي خلال 10 دقائق | 
| 5 defa üst subaylara ve bir senatöre itaatsizlik. | Open Subtitles | خمسة تهم من التمرد المباشر . إلى الضباط المتفوقين و سيناتور أمريكي | 
| Arsız subaylara içecek götürmek mi? | Open Subtitles | إحضار المشروبات الساخنة للعديد من الضباط الشهوانيين ؟ | 
| 3 genç denizci bazı subaylara eşek şakası yapmış. | Open Subtitles | ثلاث بحارين شباب قاموا بمزحة عملية على بعض الضباط. | 
| Kaçma durumunda, nöbetçi askerlere kamp sınırları dışındaki bütün subaylara ateş etmeleri için emir verilmiştir. | Open Subtitles | إذا حاولتم الهرب" الحراس لديهم أوامر بإطلاق النار على الضباط "الموجودين خارج حدود المعسكر | 
| "Eski zamanlarda bu hususta genç subaylara esneklik gösterilirdi." | Open Subtitles | فى الأيام السابقة الضباط الصغار السن" "كانوا يُعاملون بتساهل فى ذلك | 
| Bu subaylara fazlasıyla yakınsın bu yüzden onların zayıflıklarına kapılıyor ve birimler arası işbirliği ve morale zarar veriyorsun. | Open Subtitles | أنت قريباً للغاية من هؤلاء الضباط ..وذلك يمنعك من إدراك أخطائهم وكامل الضرر الذى سيقومن بتسببه للوحدة المتماسكة وبعدها الروح المعنوية | 
| Artık ordudasın. subaylara hitap etmenin bir yöntemi var, değil mi? | Open Subtitles | نحن فى لجيش الان انتبه لما يقوله الضباط | 
| - Bir gösteri. subaylara göre şeyler. | Open Subtitles | - كي أقوم بعرض.شئ ما من أجل الضباط | 
| Kırdığı boyunlar daima subaylara aitmiş. | Open Subtitles | كانت الأعناق التي حطمها تنتمي دوماً للضباط | 
| Savaş kampındaki esir subaylara döndüler. | Open Subtitles | أنهم حولوه إلى معسكر لأسرى الحرب للضباط | 
| Yeni gelen subaylara, UE'lik yapıyormuş. | Open Subtitles | كان يعمل كـ "م. م" للضباط البحارة الجدد | 
| Kan dökülmesini önlemek adına subaylara emrediyorum; silahlarınızı teslim edin. | Open Subtitles | لتفادي إراقة الدماء آمر الجنود.. |