| Ama bunu yapacak kişi sunucuları çökermek için gerçekten çok zeki olmalı. | Open Subtitles | لكن لا بدّ وأن يكون الشخص ذكيًا جدًا، ليعرف كيفية تعطيل الخوادم. |
| Sadece sunucuları soğutmak için yeterli güç vardı. | Open Subtitles | كانت هناط طاقة كافية لإدارة و تبريد الخوادم فحسب |
| sunucuları tekrar kuracak tek kişi benim. | Open Subtitles | لكنني الوحيدة التي تستطيع إعادة الخوادم للعمل |
| sunucuları daha hızlı çalıştıramam, tamam mı! | Open Subtitles | لا يمكننى أن أجعل السيرفرات تعمل أسرع, حسناً؟ |
| Hayır, gittiler ama bir sürü şey götürdüler. Bilgisayarları ve sunucuları. | Open Subtitles | لقد رحلوا, لكنهم أخذو الكثير من الأشياء كمبيوترات و سيرفرات |
| Bütün bu sunucuları hacklemek oldukça havalı. | Open Subtitles | إنه لآمر جميل كيف يمكنك إختراق كل تلك الخوادم |
| sunucuları onarması için birkaç kişi Sonya'ya yardım ediyor. | Open Subtitles | اصطحبت سونيا اثنين معها لاستعادة الخوادم الداخلية. |
| Uzaktan erişimi kapatın. Yedek sunucuları kapatın. | Open Subtitles | عطل الدخول عن بعد، إغلق الخوادم الإحتياطية |
| Ve sunucuları araştırdık. Atina listesi ana bilgisayar ağında yok. | Open Subtitles | ولقد بحثنا في الخوادم قائمة اثينز ليست على شبكة الحاسب الرئيسية |
| Sağdaki sunucuları eleyebiliriz. | Open Subtitles | لذا سنشطب الخوادم الموجودة على الجانب الأيمن. |
| sunucuları kopyalayıp içindeki tüm verilere el koydular. | Open Subtitles | لكننا لا نعرف كيف وجدوا تلك الخوادم كانت الفكرة العامة لطريق الحرير أنه يعمل كخدمة خفية للمتصفح تور |
| Yani FBI'ın, UMD'nin hatta belki UGD'nin o sunucuları nasıl bulduğu gizemini koruyor. | Open Subtitles | حددوا مكان تلك الخوادم لا زال دون حل وفي الواقع لم يرد ذكره في أي من الوثائق القانونية |
| sunucuları kontrol edecek kimse olmadığından iletişim çökecek. | Open Subtitles | الاتصالات ستتعطل لأنه لن يتواجد أحد لإدارة الخوادم |
| Yapabileceğimiz tek şey tüm sistemi devre dışı bırakıp, virüslü sunucuları silip öyle çalıştırmalıyız. | Open Subtitles | الشيء الوحيد الذي نحن قادرين على فعله هو فصل النظام بأكمله من على الشبكة و نجعل الخوادم الملوثة آمنة |
| sunucuları patlatmak için deli karıncalara sinyal vermen ve yedek güç devreye girmeden önce kostümü alıp kasadan çıkman gerekecek. | Open Subtitles | ستحتاج لإعلام النمل المجنون من أجل تعطيل الخوادم واسترجاع السترة والخروج من القبو قبل عودة الطاقة الاحتياطية |
| Pekala küçük deli şeyler, yakın hadi şu sunucuları. | Open Subtitles | حسناً، أيها اللطفاء المجانين، لعطِّل هذه الخوادم. |
| sunucuları kilitleyemeyince beni kilitlemeye karar verdiler. | Open Subtitles | لذا عندما لم يستطيعوا غلق الخوادم فقد قرروا الغلق عليّ بدلًا منها |
| Soygun devam ederken birisi sunucuları hacklemiş ve özel bütün mühendislik bilgilerini ele geçirmiş. | Open Subtitles | بينما كانت عملية السطو تتم شخص ما اخترق السيرفرات واخذ جميع التصميمات الهندسية |
| Yani onu daha çabuk mu bulacaksın? Kesinlikle. Sahte sunucuları elemek için bir program yazıp-- | Open Subtitles | تماماً، تماماً، يمكنني وضع برنامج يعزل السيرفرات المزيفة... |
| S.H.I.E.L.D.'ın sunucuları şu an her zamankinden daha korunaklı. | Open Subtitles | سيرفرات شيلد أكثر آمانا الآن من أي وقت مضى |
| sunucuları kiralamak için biraz nakit gerekecek. | Open Subtitles | سنحتاج بعض المال المبدئي لنستأجر سيرفر ونضعه على الإنترنت |
| Internet hayali bir yer değil. Bir yerlerde sunucuları var. | Open Subtitles | الانترنت ليس بشيء يطفو انه على خادم في مكان ما |