Tüm yol boyunca klimayı çalıştırıyoruz ve asla aşırı ısınmayla karşılaşmıyoruz. | TED | ننعم فيها طوال الطريق بمكيف الهواء، دون أن نواجه اي ارتفاع في حرارة المحرك. |
Normalde bizi, okula doğru giderken köprüyü geçene kadar... Tüm yol boyunca takip ederdi. | Open Subtitles | في العادة، كان يتبعنا طوال الطريق يعبر الجسر باتجاه المدرسة |
Tüm yol boyunca onunla konuştum. | Open Subtitles | وبقيت أتحدث على الهاتف طوال الطريق إلى المستشفى |
Tamam. Orospu çocuğu, Bronx'a giden Tüm yol boyunca beni aşmak zorunda! | Open Subtitles | هذا الأبن السافلة شغلني على طول الطريق الى البرونكس |
Ayrıca Belgrad'a kadar Tüm yol boyunca sarmaş dolaş gideceğiz, üstelik o taraf bomboş! | Open Subtitles | أجل والآن سنتكوم فوق بعضنا طول الطريق إلى أن نصل لبلغراد ونترك هذا الجانب فارغاً |
Eğer bu adam çatıda gizleniyorsa, Tüm yol boyunca kameraların bağlantısını kesmesine rağmen gelip onu almamız için neden beklesin? | Open Subtitles | اذا كان هذا الرجل يختبأ على السطح لماذا قد ينتظر كل الطريق حتى يصل إلى باب العبور ليوقف الكاميرا؟ |
Tüm yol boyunca beni takip etmiş. | Open Subtitles | لقد لحقني طوال الطّريق. |
Bunu söyleyen de eve gelene kadar Tüm yol boyunca olabilecek en kötü saç kesimine sahip olduğumu söyleyen kadın. | Open Subtitles | هذا صادر من المرأه التى قضت طوال الطريق الى هنا تخبرنى أنى لدى اسوأ قصه شعر لوجهى |
Tüm yol boyunca Berlin'e neden gittiğimizi bir kere bile sormadın. | Open Subtitles | رحله السياره بأكملها طوال الطريق الى المطار و الى هنا لم تسألنى لماذا نحن ذاهبون الى بيرلين |
- Tüm yol boyunca onların seni yeterince akıllı bulup bulmayacaklarını merak edecek. | Open Subtitles | متسائلة طوال الطريق ما إن كانا سيرتأيانك ذكيّة بما يكفي. |
Adam Tüm yol boyunca ailesinin kızı yeterince güzel bulup bulmayacaklarını merak edecekti. | Open Subtitles | متسائلة طوال الطريق ما إن كانا سيرتأيانها جميلة كفايةً. |
Tüm yol boyunca ailesinin kızı yeterince güzel bulup bulmayacaklarını merak edecekti. | Open Subtitles | متسائلة طوال الطريق ما إن كانا سيرتأيانها ذكيّة كفايةً. |
Aracın arkasında tek başına oturacağım ve Tüm yol boyunca camlar açık kalacak. | Open Subtitles | سأركب في المقعد الخلفي، لوحدي، وتظلّ النوافذ مفتوحة طوال الطريق. |
"ve Tüm yol boyunca ritmini koruyamadı." | Open Subtitles | * و لم يستطع مجاراتهم في الرقص طوال الطريق * |
Şu kahrolası şeyi Karadağ'a gidene kadar Tüm yol boyunca çalacak mısın? Evet. | Open Subtitles | هل ستظل تعزف ذلك الهراء طوال الطريق إلى "مونتينجرو" ؟ |
Tüm yol boyunca tek bir kelime etmedi. | Open Subtitles | طوال الطريق إلي هنا لم تنطق بكلمه واحده |
Arabada bizimle beraber geldi. Tüm yol boyunca konuştun onunla. | Open Subtitles | جاء معنا تكلمت معه طوال الطريق |
Ve koloni şeklinde bunları Tüm yol boyunca taşırlar. | Open Subtitles | ويحملونه طوال الطريق للمستعمرة. |
ve bu kocaman parkta çalacaktık Tüm yol boyunca çadırlar vardı, 5 kilometre boyunca. | Open Subtitles | وكنا نلعب هذه الحديقة الضخمة وعلى طول الطريق على طول هناك كانت الخيام. |
Havaalanından beri Tüm yol boyunca, yaklaşık üç saattir. | Open Subtitles | طول الطريق . من المطار وحتي هذه اللحظة بحدود ثلاثة ساعات |
Bununla ilgili önemli bir nokta Idohao'dan Pensssylvania'ya kadar Tüm yol boyunca otel, motel ve restoranlarca kabul edilmeme gibi benzer olaylarla karşılaşmamızdır. | TED | الجزء المهم فيما يتعلق بهذا هو انه كان لدينا تجارب مماثلة من هذا النوع من ايداهو كل الطريق نحو بنسلفانيا. حيث تم رفضنا من الفنادق، الفنادق الصغيرة، و المطاعم. |
Tüm yol boyunca beni takip etmiş. | Open Subtitles | لقد لحقني طوال الطّريق. |