| Bir sürü peynire, renkli toplara ve tünellere sahipler. Önemli şekilde, bir yığın | TED | لقد حصلت على كميات من الجبن، وحصلت على كميات من الكرات الملونة، حصلت على الكثير من الأنفاق. |
| Birkaç yıl önce ortaya koyduğun Hyperloop fikrinin kullanımını bu tünellere uygulayabilir misin? | TED | هل يمكنك استخدام هذه الأنفاق لتحقيق فكرة الهايبرلوب التي أعلنت عنها قبل بضعة أعوام. |
| Haftaya alana gideceğiz, tünellere. | Open Subtitles | الأسبوع القادم، سوف أخذك إلى أسفل الساحات، في الأنفاق. |
| Pekala dinleyin, Bu tünellere en kolay giriş olacak. | Open Subtitles | حسنٌ, إنصتوُا هذه ستكون أسهل طريق إلى النفق |
| Hedefler o tünellere girecek olursa, hayalet gibi kaybolurlar. | Open Subtitles | و لو وصل أعداءكم للأنفاق سيختفوا كالأشباح |
| Tok'ranın inşa ettiği tünellere doğru kaçtılar. | Open Subtitles | لقد اختفوا فى أنفاق من صنع التوك رع |
| Bugün bile bu tünellere düzinelerce giriş noktası var. | Open Subtitles | لا يزال هناك عشرات المداخل لهذه الانفاق حتى يومنا هذا. |
| Bu bize tünellere girip gerekli yaşam destek sistemlerini kuracak kadar zaman sağlıyor. | Open Subtitles | هذا يعطينا الوقت الكافي لدخول الأنفاق وبدء أنظمة دعم الحياة |
| Hazırlanmış ayrı bir rapor ise; Parlamento'nun etrafını çevreleyen güvenlice kapatılmış tünellere rağmen treni işaret ediyor. | Open Subtitles | و قد كان هناك تقرير منفصل تم تصنيفه يقترح أنه يمكن أن يكون قطاراً على الرغم من أن الأنفاق المحيطة بالبرلمان قد أقفلت |
| Herkesi yerleşim yerinin altındaki tünellere götürün derhal. | Open Subtitles | أدخِلا الجميع إلى الأنفاق تحت المستوطنة بسرعة |
| Şehirdeki tünellere ve köprülere, amacımıza dikkatinizi çekmek için patlayıcılar yerleştirdik. | Open Subtitles | زرعنا شحنات متفجرة في الأنفاق والجسور حول المدينة |
| Kutbun diplerine kazdığımız tünellere ineceklerdir. | Open Subtitles | سوف ينزلون إلى الأنفاق إن كان لدينا حفر عميقة تحت القطب. |
| Lanet tünellere ben gitmiyorum... Eğer lambalar sönerse sıçarız. | Open Subtitles | أنا لن أذهب إلى الأنفاق اللعينة إذا انطفأت أضواءنا، سنقع في مأزق |
| Eğer tünellere ulaşabilirsek belki başka binadan çıkabiliriz. | Open Subtitles | إذا استطعنا النزول إلى الأنفاق فسيمكننا استخدامها للوصول إلى أحد المباني الأخرى |
| Bana biraz da olsa, onu tünellere iten sebeplerden bahsetmeye başladı. | Open Subtitles | بدأ يخبرني قليلاً، كما تعلم، بشأن ظروفه. ما الذي أدى به للعيش في الأنفاق. |
| Bir hikaye üzerinde çalışıyorum ve yeraltındaki tünellere girmem gerek. | Open Subtitles | أنا أعمل في قصة وأحتاج أدخل إلى الأنفاق في تحت وسط المدينة. |
| tünellere gidelim. | Open Subtitles | . يجب ان تنزل فى النفق |
| Saul'u aradıktan sonra onu tünellere kadar takip ettim. | Open Subtitles | تتبعتهُ إلى النفق مباشرةً بعدما إتصلتُ بـ(سول). |
| Bu yolun sonu tünellere çıkıyor. | Open Subtitles | هذا الطريق يؤدي إلى النفق |
| Hedefler o tünellere girecek olursa, hayalet gibi kaybolurlar. | Open Subtitles | و لو وصل أعداءكم للأنفاق سيختفوا كالأشباح |
| İki gece önce evimde bizi birlikte görmüş ve seni oradan tünellere kadar izlemiş. | Open Subtitles | لقد رأنا معاً في شقتي منذ ليلتين وعندها تعقبك للأنفاق من هناك |
| Kampüs binalarında tünellere inen bir sürü giriş var. | Open Subtitles | هناك مداخل أنفاق كثيرة في مبنى الجامعة |
| Kampüsün altındaki tünellere götürülmüş olabilir. | Open Subtitles | ربما يكون أُخذ الى الانفاق الموجودة تحت الحرم الجامعي |
| tünellere ve köprülere eşkalini gönder. | Open Subtitles | اطلب من جميع الفرق البدء في البحث, بالجسور, بالأنفاق |
| Buradaki çocuklar yaş sınırını aşınca tünellere giderler. | Open Subtitles | الكثير من الاطفال ينزلون للانفاق عندما يبلغون |
| tünellere buradan gireceksiniz bu nehre kadar bir kaç km yürüyeceksiniz, adamım size hangi tünel olduğunu gösterecek. | Open Subtitles | الأنفاق موجوده هنا و سنسير 7أميال لهذا التفرع رجالي سيرشدوكم للنفق الذي تسلكوه |