| Kamuoyunun önüne böyle sunuldu ve belki de Mısır'da bardağı taşıran son damla bu oldu. | TED | هذه هي الطريقة التي تم بها نشر قصته ، و قد تكون هذه هي القشة التي قصمت ظهر البعير. |
| Bu bardağı taşıran son damla! Gizli silahımı kullanacağım! | Open Subtitles | تلك هي القشة التي قصمت ظهر البعير سأستخدم الآن سلاحي السري |
| Evet, bu bardağı taşıran damlaydı. | Open Subtitles | لا تسيء فهمي فتلك كانت القشة التي قصمت ظهر البعير |
| Bu bardağı taşıran son damlaydı. | Open Subtitles | كانت هذه لتكون القشة التي قصمت ظهر البعير |
| Ve oğlunun doğum gününde seni araması bardağı taşıran son damla oldu. | Open Subtitles | وعندما دعا خلال حفل عيد ميلاد ابنك، القشة التي قصمت ظهر، أليس كذلك؟ |
| O ağaç, bardağı taşıran son damlaydı. | Open Subtitles | شجرة هذا كان القشة التي قصمت ظهر البعير. |
| Bu, karım adına bardağı taşıran son damla oldu. | Open Subtitles | وبالنسبة لزوجتي، كانت القشة التي قصمت ظهر البعير. |
| Bardağı taşıran son damla da bu oluyor ve harekete geçiyor. | Open Subtitles | فكانت لها بمثابة القشة التي قسمت ظهر البعير |
| Yani, bardağı taşıran damla bu oldu. | Open Subtitles | لذا, فذلك مثل القشة التي قسمت ظهر البعير |
| Atılgan'a o torpidoların alınmasına izin vermek bardağı taşıran son damladır. | Open Subtitles | وضع تلك الطوربيدات على هذه السفينة هي القشة التي قسمت ظهر البعير |
| Atılgan'a o torpidoların alınmasına izin vermek bardağı taşıran son damladır. - İlk damla neydi? | Open Subtitles | وضع تلك الطوربيدات على هذه السفينة هي القشة التي قسمت ظهر البعير |
| O Rus kızın benim diş fırçamı kullanması bardağı taşıran son damlaydı. | Open Subtitles | على الرغم أن استخدام تلك الروسية لفرشاة أسناني كانت القشة التي قصمت ظهر البعير |
| Sanırım bardağı taşıran son damlaydı. | Open Subtitles | أعتقد أنها كانت القشة التي قصمت ظهر البعير |
| Senin hatan değildi sen sadece bardağı taşıran son damla oldun. Fakat önemli olan bu. | Open Subtitles | كنت فقط القشة التي قصمت ظهر البعير |
| - Bardağı taşıran son damla, ha? - Evet. | Open Subtitles | القشة التي قصمت ظهر البعير أجل |
| Bardağı taşıran son damla yanlısı Owens oldu. | Open Subtitles | وكانت تلك هي القشة التي قصمت ظهر البعير |
| Savaştan bıkan Kolombiya halkı için Diana'nın ölümü bardağı taşıran son damlaydı. | Open Subtitles | لقد أتعبت المعارك الكولومبيين وكانت وفاة (ديانا) القشة التي قصمت ظهر البعير |
| O bardağı taşıran son damla oldu. | Open Subtitles | أنها القشة التي قصمت ظهر البعير. |
| Bardağı taşıran ve başımı Sandefur ile belaya sokan son damla kumarin adında bir bileşendi. | Open Subtitles | كانت القشة التي قصمت ظهر البعير بالنسبة لي (ووضعتني في مشاكل مع (ساندفر (كانت مركب يدعى (كومارين |
| Eğer Carol yetişkin bir gayri meşru çocuğum olduğunu öğrenirse bu bardağı taşıran son damla olur. | Open Subtitles | كل مافي الأمر إذا (أكتشفت (كارول أن لدي طفل بالغ موجود هنا ذلك سيصبح القشة التي كسرت ظهر البعير |