| Seriyi kaybetmenin stigmasını taşıyorsunuz. Unutun bunu. | Open Subtitles | مازلتم تحملون عائق هزيمتكم لسلسلة الإنتصارات، فأنسوا ذلك |
| Pekala, İrlandalı. Başka neler taşıyorsunuz? | Open Subtitles | حسناً إيها الإيرلندي، ماذا تحملون معكم؟ |
| 27, lütfen. Dikkatli sürün çünkü değerli bir yük taşıyorsunuz. | Open Subtitles | الـ27 من فضلك، قودي بعناية، فأنت تحملين شحنة ثمينة، أعني من القوة العاملة |
| Ve şimdi o tatlı bebeği bütün fotoğraflarda, kucağınızda taşıyorsunuz. | Open Subtitles | والآن تحملين هذا الطفل الجميل في كل الصور التي تؤخذ لك. |
| Sadece bir çanta taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتما تحملان حقائب ماركة دوفيل |
| Görüyorum ki 76 model silahlardan taşıyorsunuz. - Onları ben tasarlamıştım. | Open Subtitles | أرى أنّكما تحملان السلاح الجانبي "نبض 76"، أنا من صمّمها. |
| İsa'nın Haç'ının parçası olduğuna inandığınız bir kutsal emanet taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحمل آثر شىء تعتقد أنه جزء من صليب المسيح |
| Onların bayraklarını taşıyorsunuz. Onların ruhunu taşıyorsunuz. | Open Subtitles | تحملون نيرانهم وتملكون أرواحهم |
| Hepiniz onun kanının mirasını taşıyorsunuz. | Open Subtitles | كلكم تحملون علامة دمائه |
| İçinde mermi olmayan silah taşıyorsunuz. | Open Subtitles | إنكم تحملون مسدسات بدون رصاص |
| 40 mm.'lik bir Glock taşıyorsunuz. | Open Subtitles | تحملين غلوك عيار 40 لا أحد آخر يحمله |
| Turuncu bir sırt çantası taşıyorsunuz diyorum. | Open Subtitles | أقول أنكِ تحملين حقيبة برتقالية لعينة |
| - Yanınızda sürekli deniz kestanesi mi taşıyorsunuz? | Open Subtitles | أنتِ تحملين قنافد البحر دائماً لأكلها ؟ |
| Onun damgasını taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنتِ تحملين بصمته |
| Yani anneniz herkesle olan ilişkisini sürdürmekte zorluk yaşadığı hâlde, siz bu suçluluk duygusunu taşıyorsunuz. | Open Subtitles | أنت تحمل بداخلك هذا الذنب بينما أمك من الواضح لديها صعوبة في التعامل مع أي شخص |
| Albay rütbesi taşıyorsunuz ama nerede hizmet ettiniz? | Open Subtitles | أنت تحمل رتبة عقيد و بعد أين صديقي الذي يخدم الناس ؟ |