| Odunları atıp var gücümle koştum, fakat çite takıldım. | Open Subtitles | لذا تركت الأخشاب وركضت بأسرع ما يمكننى ولكنى علقت فى السياج |
| Odunları atıp var gücümle koştum, fakat çite takıldım. | Open Subtitles | لذا تركت الأخشاب وركضت بأسرع ما يمكننى ولكنى علقت فى السياج |
| Sabahtan beri bavuluna beş kez takıldım! | Open Subtitles | لقد تعثرت فى حقيبتك للتو للمرة الخامسة هذا الصباح لقد تعثرت فى حقيبتك للتو للمرة الخامسة هذا الصباح |
| Daha geçen hafta yaratıcılık ekolojisinin gerçekliğine takıldım. | TED | أنا تعثرت على واقع بيئة الإبداع الاسبوع الماضي فقط . |
| Sizi beklettiğim için özür dilerim. Hastanede takıldım kaldım. | Open Subtitles | آسف على إنتظارك أنا عالق في المستشفى مثلك |
| Gençliğimde yanlış gruplarla takıldım diyelim. | Open Subtitles | لنقل فقط أني تسكعت مع الحشود الخاطئة في صغري |
| Şu hayatı planlama işine neden bu kadar takıldım bilmiyorum. Nereye vardım ki? | Open Subtitles | أعني لا أدري لماذا كنت مهووسة للغايه بأمر خطة الحياه وإلى أين أوصلتني؟ |
| - Arabanın teki yolda kalmış. Ona takıldım. | Open Subtitles | علقتُ على الجسر خلف سيّارة متباطئة |
| Sonra o barda bir ay takıldım. | Open Subtitles | وكنت أتسكع في البار لبضعة شهور أو أكثر |
| Sevgilisinin doğum günü için ona 20 kek yaparken takıldım. | Open Subtitles | ولقد علقت بمساعدته على صنع عشرون كعكه من اجل عيد ميلاد رفيقتة الحميمة |
| Kusura bakmayın. Diva otoyolunda trafiğe takıldım. | Open Subtitles | آسف يا جماعة لقد علقت في إشارة شارع الفتيات هناك |
| Evet, müzik göndermelerine takıldım ama bu toplantı gerçekleşecek! | Open Subtitles | و أجل، أعلم أني علقت في استعارات الموسيقى لكني سأقوم بهذا الإجتماع |
| Eğlence başlasın! Bir şeye takıldım sanırım. Yapalım mı? | Open Subtitles | يبدو أني علقت بشيء ما هلا بدأنا بالسحب ؟ |
| Bakın, şöyle, bir köke takıldım ve düşmemek için Miguel'e tutundum. | Open Subtitles | ... حسناً .. تعثرت فوق الجذور و أمسكت بميجيل ... |
| - Oh, hayır. Hayır, hayır, hayır.Ben takıldım ve senin üstüne düştüm.Bu bir kazaydı. | Open Subtitles | كلا,لا,لا لقد تعثرت ووقعت عليك |
| Yoo,sandığın gibi niyetim yoktu. Buraya koşuyordum sonra takıldım. | Open Subtitles | لا، ليس عن قصد، لقد مررت هنا و تعثرت |
| Bir şeyim yok... takıldım... | Open Subtitles | أنا بخير لقد تعثرت فقط ب |
| Ben kurtaramıyorum ama. Hayır, ben sana takıldım kaldım. Çünkü başka kimse seni istemiyor! | Open Subtitles | ليس أنا أنا عالق معك لأن لا أحد غيري يريدك |
| Birazdan geleceğim ama trafiğe takıldım. Görüşürüz, hoşça kal." | Open Subtitles | إني فقط عالق في الزحام أراكِ قريبًا، وداعًا |
| Ben de bir ay kadar falan orada takıldım ama duyduğum tek dedikodu, damacananın yanında duran garip yabancı adam hakkında oldu. | Open Subtitles | لذا تسكعت هناك تقريبا لمدة شهر لكن النميمة الوحيدة التي سمعتها كانت عن رجل مفزع يتسكع قرب براد الماء |
| Bak, Abby'le bir kaç kez takıldım, ama o Warren'a kafayı takmıştı. | Open Subtitles | اجتمعت بها عدة مرات و لكنها كانت مهووسة بوارن إذاً لقد تجادلتما حولها |
| Gidip onu alacaktım ama bir yerde takıldım kaldım. | Open Subtitles | كنتُ سأذهب إليه لكنني علقتُ بمكانٍ ما |
| Bütün yaz Bulls'un antrenman sahası yakınlarındaki barlara takıldım. | Open Subtitles | أتعلمي, لقد أمضيت صيفي بأكمله أتسكع بالخارج في حانات بالقرب من مكان تدريب فريق "بولز". |
| Merdivenlerden inerken takıldım. | Open Subtitles | لقد كنتُ نازلةٍ من السلالم وحينها تعثرتُ وسقطت |
| Eski dostlarımla takıldım. | Open Subtitles | تسكّعتُ مع بعض الأصدقاء القدامى. |