| 40'lı ve 50'li yıllarda kurtlar üzerinde yapılan araştırmalara dayanıyor ve aslında Tanım çok basit. | TED | فهو يعود الى الأربعينيات والخمسينيات الأبحاث حول الذئاب، وببساطة التعريف بسيط جداً. |
| Tanım bu. Sıcaklık yoktu. | TED | ذلك هو التعريف. لم تكن هناك درجة حرارة. |
| Bir arkadaşım bunu kendi doğrularına dayanmak olarak tarif ediyor, ki bence oldukça hoş bir Tanım. | TED | صديق لي وصف الاصالة بأنها أن تتمسك بحقيقتك أنت، وأعتقد أنها طريقة لطيفة لوصف الأصالة |
| Sanırım "oyup çıkarmak", bir çeşit kavisli bir alet için güzel bir Tanım. | Open Subtitles | أعتقد الإخراج وصف جيّد باستخدام نوع من صك منحني |
| demek istediğim, üreme organlarınıza bakarak yapılan bir Tanım. | TED | وبهذا أعني الوصف الذي بني على أساس أعضاءك التناسلية |
| Bir anomaliydim. Ve benliğim, Tanım bulmak için deli gibi aranıyordu ve dahil olmaya çalışıyordu. | TED | كنت اللامعتاد. وكانت ذاتي تبحث باضطراد عن تعريف وتحاول الانسجام. |
| Bir Tanım Cal'a uyuyorsa, Logan'a da uyuyor demektir. | Open Subtitles | تعلمين، مواصفات تطابق (كال) تطابق (لوجان) أيضاً |
| Bu aradaki boşluk özgürlüktür, ne o tarafta olma, ne de bu tarafta olmanın sonsuzluğunu yaratmak için özgürlük; yeni bir öz Tanım. | TED | هناك حرية بينهما، حرية تعتمد التعريف غير المحدد للمصطلحات ليس هنا تماماً وليس هناك تماماً لتقديم تعريف جديد للذّات. |
| Unutmayın ki temel Tanım bu. Taklit edilen şey. | TED | تذكر، هذا التعريف الأساسي هذا هو محاكاتها |
| Dolayısıyla, Tanım gereği yalan söylüyordu ve diskalifiye olmalıydı. | TED | لذلك من التعريف فانه يكذب ولذلك يجب ان يُنحي |
| Tanım olarak demek oluyor ki, bu belirli lider, artık yok. | TED | الشيئ الذي يعني ، حسب التعريف ، أن ذلك القائد لم يعد موجوداً . |
| Eğer sözlüğe başvurursak, bize ''Bu ayakta dururken ya da yürüken zeminle direkt bağlantısı olan bacağın en uç noktası." Bu geleneksel bir Tanım. | TED | إذا لجأنا للقاموس، فالتعريف سيكون " هي الطرف السفلي من الساق الذي يتصل مباشرة بالأرض، سواء في الوقوف أو المشي" ذاك هو التعريف التقليدي |
| - Evet, Bay Parker, bu çok yerinde bir Tanım oldu. | Open Subtitles | حسنا، سيد, باركر، نعم هذا وصف دقيق جدا |
| Çünkü şaşırtıcı bir şekilde doğru bir Tanım oldu. | Open Subtitles | لأنه وصف دقيق بصورة تثير الدهشة |
| Belki diğer teki için bir Tanım | Open Subtitles | ربما يمكنك إعطاء وصف عن الحذاء |
| Ama aslında oldukça isabetli bir Tanım. | TED | لكن في الواقع، هذا وصف دقيق. |
| Mantık bu değil; mantık tümdengelimdir, Tanım değil. | Open Subtitles | هذا ليس منطقاً، المنطق هو الاستنتاج، وليس الوصف |
| Tek satır Tanım, sonrası yok kim, ne zaman vd. | Open Subtitles | خط واحد من الوصف ومن ثم لا شيء ولا أحد ولا موضوع |
| Fakat Tanım basitleştiğinde gerçekte nesneler daha karmaşık bir hal alıyor. | Open Subtitles | ولكن في حين أن هذا الوصف يبدو بسيطا، في واقع الأمور انها أكثر تعقيدا نوعا ما. |
| Eğer Tanım vermezseniz bunu yapamazsınız. | TED | أنتم لا تستطيعون فعل هذا إن لم تعطوا تعريف |
| Biz bilimsel bir tanımlama için hazır değiliz, ama işte aklıselim bir Tanım. | TED | نحن لسنا جاهزين لتعرف علمي لكن هاكم تعريف بديهي |
| Bu yüzden, neyin aldatma sayılacağına dair evrensel olarak herkesçe kabul edilen ortak bir Tanım olmadığından, tahminler oldukça değişir; yüzde 26'dan yüzde 75'e kadar. | TED | لهذا لا يوجد تعريف متوافق عليه عالميا أو حتى ما يشكل الخيانة الزوجية التقديرات تختلف كثيرا ما بين 26 و 75 بالمئة |
| Öyleyse o Tanım artık değişiyor. | Open Subtitles | حسناُ , مواصفات عملك قد تغيرت |
| - Danny... Yok, yok, yok, bir öncelik, Tanım gereği hemen gerçekleşmesi gereken bir şeydir. | Open Subtitles | لا, لا, لا, إن الاولويه بالتعريف هي شيء يحتاج ان يحدث الآن |